OYUNUN hemen başında, Holosko’nun attığı golü Beşiktaş yanlış algıladı. Beklenmedik bir golle sallanan rakibin üzerine ısrarla giderek skoru garantiye almalıydı Beşiktaş... Oysa, düşük tempolu bir oyunla adeta oyalanmaya başladı. İlk yarıda harcanan her dakika, toparlanması için rakibe sunulan bir fırsattı.
Adriano’nun harcadığı pozisyon... Efe’nin iki adımdan dışarı vurduğu kafa şutu, Beşiktaş’ın başına beklenmedik işler açabilirdi.
Beşiktaş, takım savunmasına özen gösterdiği dakikalarda, rakibe pozisyon rahatlığı vermiyor.
Özellikle bu düşünceyi sahanın geniş bölgelerine yaydığı anlarda savunma bloğu hatasız oynuyor. Sivok ve Zapotocny’nin de hücum iştahları kabarıyor.
Ancak, oyun direkt savunma bloğu üzerine yıkılırsa, Sivok-Zapotocny ikilisi ağır bir yükün altına giriyor. Ve taşımakta zorlanıyorlar.
Dün gece ilk yarıda rakibin Serdar Kurtuluş ve Ekrem Dağ’ın kontrolündeki sağ kanattan taşıdığı toplar, Beşiktaş savunmasına sıkıntılar yaşattı.
Beşiktaş’ın yediği gol yine kronik bir rahatsızlığın tekrarıydı.
Ceza alanına süzülen topa Adriano kafayı vururken, çevresinde kimseler yoktu. O pozisyona Zapotocny veya Gökhan Zan’dan birinin müdahalesi gerekirdi. İkisi de seyrettiler!
* * *
Beşiktaş hücumda yine Delgado’nun ayağından çıkacak paslarda mahkumdu. İlk yarıda Tello, zaman zaman sol kulvardan ortaya kayarak Delgado’ya yardıma koştu.
Ancak, onun da sürekliliği yoktu. Ertuğrul Sağlam ikinci yarıda oyundan aldı.
Seyircinin Belediye golünden sonra ısrarla Bobo’yu çağırması doğru bir istekti. Pozisyon sıkıntısı çeken Beşiktaş’a bir kan değişikliği gerekliydi.
Oyunun son 15 dakikasını üç forvetle oynadı Beşiktaş. Bobo-Nobre-Holosko üçlüsü Beşiktaş’ın kaderini değiştirebilecek son şanstı.
Ne var ki, 15 dakikalık kısa bir zaman dilimine sıkıştırılan bu değişiklik de Beşiktaş’a aradığı golü getirmedi. Ve düşük tempo Beşiktaş’ın 2 puanını alıp götürdü.
* * *
Dün gece tartışılan iki pozisyon vardı. Biri Nobre’nin sayılmayan golü... Bülent Yıldırım’ın kararına katılıyorum. Ama, Delgado’nun attığı golde Nobre’nin faul yaptığına inanmıyorum.
Hakem kararları bir kenara... Sevgili Ertuğrul Sağlam da takımı gibi bu maça hazır değildi. Taktiksel açıdan düşük bir performans gösterdi. Oyuncu değişiminde ise, geç hamle yaptı.Hakem kararlarına dalarak, bunu da gözardı edemem.