Palavra!

İSİMLERİNİ tek tek sıralayabilirim. Hiçbiri oyuna değer kazandıracak bir performans sergileyemedi. Yusuf Şimşek’ten başlıyorum saymaya... Yanındaki Rodrigo Tello ile devam ediyorum. Hemen Fabian Ernst’e geçiyorum.

Haberin Devamı

Orta alanda görevli Sivok’u da bu mangaya katıyorum. Ve unutmadan Holosko’yu, Serdar Özkan’ı da ekleyerek Beşiktaş’ın iki puanına kan doğrayan bir liste sunuyorum sizlere...

Bobo’yu yaşadığı yalnızlığı için... Mert Nobre’yi de oyuna geç katılmanın masumiyeti ile bu listenin dışında tutuyorum.

Sorabilirsiniz... Diğerleri nerelerdeydi? Serdar Kurtuluş, Gökhan Zan, Zapotocny ve İbrahim Üzülmez...

Bu beyler oyuna ne gibi katkıda bulundular.

Onlar kendi dertleri ile uğraştılar. Yani, can derdine düştüler ve sadece kalelerini savundular. Oyuna katkıları yoktu. Biri hariç: İbrahim Üzülmez...

Gökhan Zan
iyi kesti. Riskten kaçarak kestiği topu şişirdi. Serdar Kurtuluş ve Zapotocny oyunu boğuşarak tamamladı. Oyuna değer kazandıracak bir davranış akıllarına bile gelmedi.

* * *

Haberin Devamı

BÖYLE bir Beşiktaş nasıl kazanabilirdi? Belki bir karambol golü kötü oyunu unutturabilirdi. Beşiktaş, bir karambol pozisyonunu bile yaratamadı. Bir takım ancak 53. dakikada ilk kez bir pozisyon yakalıyorsa... Ve maçın skorunu etkileyecek hiçbir pas organizasyonu ve hücum etkinliğine yönelik beceri gösteremiyorsa...

Beşiktaş’ın kötü performansını hiçbir mazerete sığdıramazsınız!

Aklıma takılanları birkaç satırla anlatmak istiyorum. Beşiktaş, hücumda çoğalmakta sıkıntılar yaşıyor.

Hücumda son adam kim oynuyorsa, bunun acısını o çekiyor. Kademeler arasındaki organizasyon bozukluğu, Beşiktaş’ın gerektiği kadar adamla hücuma çıkmasını engelliyor.

Bu arıza her maçta sırıtıyor!

Orta saha adamları gerektiği gibi çabuk değil. Yusuf ağır adımlarla gidiyor Bobo’nun yanına. Tello, bir-iki çalım atmadan atağa çıkmıyor. Sivok’un bu konudaki becerisi sınırlı...

Yeni transfer Ernest mi?

Beşiktaş ondan ne bekliyor, bu maçta da anlamış değilim!

* * *

BİR soru yönelteceğim... Beşiktaş’ın Konya’da iki puan yitirmek gibi bir lüksü olabilir mi?

Ve bazı mazeretlerin arkasına sığınarak, telafiyi gelecek haftalarda arayan cılız düşüncelerin hiç birine sıcak bakmıyorum. Özür dileyerek diyorum ki... Hepsi palavra!

Beşiktaş, şampiyonluğa oynuyorsa Trabzon maçı arifesinde Konya’da iki puan bırakamaz!

Bırakırsa, haftaya kazanacağı Trabzonspor maçının değeri tartışılır. Alınacak üç puan bile Konya’da bırakılan iki puanın burukluğunu gideremez.

Bir örnek vereyim. Beşiktaşlılara soruyorum... İnönü’de Ankaraspor yenilgisini hatırladıkça ne düşünüyorsunuz?

O üç puan için dövünüyorsunuz. Değil mi!

Beşiktaş, gelecek haftalarda farklı bir düşünce zenginliğine bürünmeli. Ve her haftanın bir final niteliği taşıdığını aklından hiç çıkarmamalı.

Bunu sadece ben söylemiyorum ki. Sokaktaki çocuk da böyle düşünüyor!

Yazarın Tüm Yazıları