OYUNUN ilk 30 dakikalık bölümünü boşa geçirdi Beşiktaş. Oysa, bu dakikaları daha etkili ve akıllı kullanabilirdi.
Hücumda Holosko’yu koştururken, Delgado ve Tello’yu oyuna sokamayan Beşiktaş’ın neler planladığını bir süre anlayamadım.
Kanatlara top taşıyamayan, sağ kulvarda Ali Tandoğan ile hiçbir kanat diyaloğuna girmeyen Beşiktaş, Nobre’nin fırsatçı kimliğinden nasıl yararlanabilirdi.
İlk yarının son çeyreğinde işin rengi değişti. Delgado oyuna ısındı, Tello daha hareketli bir tempo yakaladı. Ve bu ikilinin kısa bir zaman dilimine sıkıştırdığı etkili oyun, diğerlerine de sıçradı. Ali Tandoğan sağdan 1-2 top taşıdı... Holosko, sol kanada kaçarak hücum denemelerine girişti. Ancak, bu 15 dakikalık hareketli oyun skora yansımadı. Sadece tribünleri hareketlendirdi, coşturdu...
* * *
ZATEN maç öncesi, Beşiktaş’ın kadrosuna göz atarken, Cisse’nin sakatlığının Beşiktaş’ın orta alandaki düzenini sarsacağını hesaplamıştım. Bir Serdar Kurtuluş’un böyle bir derbide gerekli olduğunu düşünmüştüm...
İbrahim Toraman’dan bir ön libero yaratmanın sadece bir zorunluluktan kaynaklandığını da biliyordum.
Ve Baki Mercimek’in, stoperde riskli bir göreve soyunduğunu da hissediyordum. Oyunun başında Hakan Şükür’e kaptırdığı geri pas... Ve ikinci yarının ilk dakikalarında benzeri bir hareketi tekrarlaması... Beşiktaş’ın savunmada yaşadığı sıkıntıların birer örneğiydi.
* * *
ŞİMDİ geçiyorum oyunun ikinci perdesine... Nobre’nin kafa golü, sahadaki Beşiktaş ile tribündeki taraftarı bütünleştiren bir olaydı. Sanki zafere atılmış ilk adımdı. Bunu böyle yorumluyorum. Beşiktaş için bulunmaz bir moral kaynağıydı bu gol!
Daha gerçekçi konuşayım... Kalitenin, taktik ve tekniğin ötesinde duygusal değerlerini sağlam tutan takımın kazanacağı bir derbiydi bu.
İşte, Beşiktaş bu golün değerini bilmeliydi. Sadece bu golün değil yakaladığı fırsatların da...
Şimdi soruyorum sevgili Nobre’ye? 66. dakikada yakaladığın o fırsatı derbilerde cömertçe harcamak gibi bir lüksün olabilir mi!
Hadi, bunu da geçelim. 72. dakikada Ali Tandoğan’ın önüne bıraktığı topu altıpastan dışarı atarken Beşiktaş’ın kaderini nasıl bir tehlikenin kucağına ittiğini hiç düşündün mü!
Attığın golün ve Beşiktaş’a kazandırdığın 3 puanın değerini biliyorum. Ama kaçırdıkların da hiç aklımdan çıkmıyor. Beşiktaş yüzde yüz kazanmayı hak ettiği bir derbide kazaya uğrasaydı, yine biliyorum ki attığın golden çok kaçırdıkların gündeme gelecekti. Ve suçlanacaktın!