VALENCİA'daki maçın her bir dakikasını Beşiktaş'ın Chelsea'de yarattığı zaferi hatırlayarak geçirdim.
Kafamı kurcalayan bir soruya yanıt arıyordum... Beşiktaş, benzeri bir coşkuyu Valencia'da yaşayabilir miydi?
Pancu'nun attığı ilk gol, taşıdığım duygu ve heyecanımın doruğu tırmandığı andı. İlie-Pancu paslaşmasının doğurduğu bu gol, Beşiktaş'ın daha rahat oynamasına, telaş ve korku gibi psikolojik ağrılardan sıyrılmasına yardım edebilirdi.
Ancak, yenilen beraberlik golü, Beşiktaş savunma bloğunun her maçta yaptığı basit ve beklenmedik hataların bir tekrarıydı. Kornerden gelen topta, adam paylaşımındaki bir anlık gaflet adeta bir çuval inciri berbat etti...
Beşiktaş'ın ikinci golü Pancu'nun tek başına yarattığı bir şaheserdi... Ama birkaç dakika sonra gelen Valencia golünde, Beşiktaş savunması aynı şaşkınlığı bir kez daha yaşıyordu...
Ronaldo'nun kafasından seken topu, diğer savunma adamlarının sadece izlemesi, bir hataya suç ortaklığı gibi bir şeydi...
* * *
Oyunun final bölümünü yine aynı duygularla izledim. Valencia'da da bir Chelsea zaferi bekliyordum.
Hele, 59. dakikada önce Pancu ve hemen ardından Kaan Dobra'nın kaçırdığı iki fırsatta, koca Mestalla Stadı'nın büründüğü sessizliği ve korkuyu hiç unutmayacağım...
Ve kaçırdığı poziyon için Pancu'yu hiç suçlamayacağım. Oynadığı sürede yüreğini sahanın her bölgesine taşıyan Pancu'nun bu hovardalığını oyunun kötü bir cilvesi gibi düşüneceğim.
Lucescu, oyunun her iki yönünü, yani, savunma ve hücumdaki dengeleri iyi planlamıştı.Giunti'nin yokluğunda görev verdiği Yasin, Tayfur'un yanında hiç sırıtmadı. Ve kaptanla akıllı bir ikili oluşturdu...
İlie'nin gayretine ve harcadığı efora herkes gibi şaşırdım. Ve İlie'nin yanında Sergen'in yaratıcı kişiliğini ısrarla bekledim. Ama düşlediğim Sergen'i bulamadım. Cordoba'nın yediği golleri bir kenara itiyorum. Ve yaptığı önemli kurtarışlar için alkışlıyorum.
* * *
Bu sonuç, Beşiktaş'ı bir üst tura taşır mı? Oyunun son dakikalarında Beşiktaş'ın bir üçüncü gol peşinde koşuşunu ve kazanma hırsını gördükten sonra İstanbul'a umutlarla dönüyorum.
Ve İnönü Stadı'nı dolduracak binlerce taraftarın yüreklendireceği Beşiktaş'ın, bir zafere daha imza atacağına inanıyorum.
Neye yanarım bilir misiniz, bu iş Mestalla Stadı'nda biterdi, İstanbul'a kaldı... Son dakikada yenilen gol, bir iş kazasıydı. Bu golün acısını herkes gibi hiç unutmayacağım... Herhalde Beşiktaş da unutmayacak. Ve bu acının hesabını İnönü'de soracak.