GİTTİKÇE karışıyor Süper Lig. Her hafta şok bir sonuç gelip bir takımın gırtlağını sıkıyor. Adeta kan kusturuyor. Luis Aragones’in söylediği gibi...
İşte futbol bu!
Her sonuca ve sürprize açık bir oyun... Hatalara, yanlış yorum ve davranışlara da... Futbol böyle bir oyun olsa da, 10 kişilik Belediyespor’dan iki fark yiyen büyük bir takımın teknik adamı cılız bir tarifin arkasına gizlenemez. Hatalarını tek tek sıralayıp hesabını sorarlar. Bizde bir laf vardır...
İpliğini pazara çıkartırlar adamın!
Kadro değeri 110 milyon Euro’luk F.Bahçe’yi, 23 milyon Euro’luk Belediye’ye nasıl yedirirsindiyerek gırtlağına sarılırlar adamın...
G.Saray, Kayserispor maçını 61 dakika 10 kişi oynasa da... Kaybedilen iki puanın faturası hakem triosuna kesilse de... Skibbe’nin saha içi hatalarını atlayıp, onu "İşte futbol bu!"gibi bir mazeretin arkasına gizleyebilir misiniz?
Sormazlar mı, "Mehmet Topal’ın solbekte işi ne diye?
10 kişi kalmış bir takımda aylardır oynamayan Linderoth’a nasıl yer verirsindiye sorguya çekmezler mi?
Beşiktaş’ın Konya’da hem de hiç de hesapta olmayan iki puanlık hayati kaybını "Kardeşim, adı üzerinde. İşte futbol bu" gibi baştan savma bir yorumla geçiştirebilir misiniz?
Haftalar tek tek tükeniyor. Ve zirvedeki ikili araya kimseyi sokmuyor. Geride bıraktığımız her hafta, kızmasınlar ama üç büyüklerin suratında bir akıl şamarı gibi patlıyor...
Lafla peynir gemisi yürümez!
* * *
İYİ-güzel de Anadolu’da bu işler nasıl yürüyor. Sivasspor düzenini kurmuş... Karşılıklı sevgi-inanç ve şampiyonluk özlemi...
Bu üç değer onların ilacı. Düşünün, Balili hocası Bülent Uygun’a gidip İsrail Ligi’nde oynayan Kamanan’ı tavsiye ediyor.
"Bu adamı alın, daha da güçleniriz" diyor. Bunu söyleyebiliyor.Üstelik, adı geçen futbolcu, Balili’nin mevkiinde oynuyor.
Artık kimsenin şüphesi kalmadı. Şampiyonluğun önemli bir adayı Sivasspor. Bulunduğu yere de çok yakışıyor...
Trabzonspor, geçen hafta Ankaragücü’nü yenene kadar akla karayı seçti. Oynadığı oyun pek beğenilmedi. Ancak, şampiyonluk havası kötü oyundan baskın çıktı. Üç puan inadı uzatma dakikalarında iş gördü. Ve Umut’un golü skoru belirledi.
Trabzonspor’un diğer büyüklerden farkı çift santrforla oynaması. Her koşulda ve her sahada Ersun Hoca, Gökhan Ünal ile Umut Bulut’u birbirinden ayırmıyor.
Ve bu düzen Trabzonspor’u her an maçın skorunu değiştirebilecek bir ekip kimliğine sokuyor. Yine de bir klasik düşünce hala kafaları zorluyor...
Anadolu’dan bir şampiyon çıkar mı?
* * *
BU soruya yanıt arayanlara işte bir fırsat. Hafta sonu oynanacak Beşiktaş-Trabzonspor maçı bir ölçüde bu sorunun çözümüne yardımcı olabilir.
Trabzonspor kazanırsa, üç puanın ötesinde ne gibi değerlere kavuşacağını bir düşünün. Böyle bir maçın sonucu sadece Karadeniz ekibini değil, diğerlerini de ilgilendiriyor.
Özellikle Beşiktaş için büyük bir fırsat olduğunu söyleyebilir miyiz?
Bana göre, bir fırsat gibi düşünmenin ötesinde Beşiktaş açısından şunu da haykırabilirim...
Sadece bir fırsat değil, son şans!
Öyleyse, önemli bir haftaya giriyoruz. İnönü’de klasik düzeni ve pek değişmeyen kadrosu ile bir Trabzonspor izleyeceğiz.
Beşiktaş’a gelince, Mustafa Hoca, nasıl bir sürprizle çıkacak İnönü’ye... Merakla bekleniyor. Belki de kimselerin aklına bile getirmediği bir kadroyla... İster misiniz üçlü bir forvetle oynatsın Beşiktaş’ı...
Bobo-Nobre-Holosko yan yana!
Evet, bu maçın sonucu sadece Beşiktaş ile Trabzonspor’u değil, F.Bahçe, G.Saray ve Sivasspor’u da ilgilendiriyor.
Ve inanıyorum ki, yine bu maçtan çıkacak sonuç, Mustafa Denizli’nin 26. hafta panoramasına da bir açıklık getirecek. Özellikle Beşiktaş yönünden...