Hovardalar

BEŞİKTAŞ, bir güreşçi gibi altına aldığı Gençler’i 45 dakika hırpaladı ve ezdi.

Kanatlardan geldi, göbekten delmeyi denedi... 7 korner, sayısız şut attı. Ve üç net pozisyon yakaladı... Hepsi nafile!

Ve devre biterken basit bir pozisyon, Beşiktaş’ı aradığı gole kavuşturdu.

Ali Tandoğan’ın uzun taç atışını, kale sahası içinde Nobre topuğuyla tamamladı, iş bitti.

Oysa, üç net pozisyonun hazırlanışı ve organizasyonu her bakımdan mükemmeldi.

Hovardalar listesine bakıyorum... İkisini Nobre harcamış, birini de Burak Yılmaz ıskalamış.

Beşiktaş’ın oynama hevesi ve kazanmaya kararlı tavrı üst düzeydeydi. Yine bir liderin eksikliği hissediliyordu Beşiktaş’ta.

Bir ara Delgado’nun sözlerini hatırladım. Hiçbir komplekse kapılmadan söyledikleri aklıma geldi...

Ricardinho’yu özledim. Onun gibi bir yıldızla oynamak farklı oluyor.

Oyunun ilk 45 dakikalık bölümünü izledikten sonra net olmasa da hep tekrarlanan bir soruya yanıt bulabildim.

Beşiktaş niye gol atamıyor?

Çeşitli nedenler ararken, "Beceri noksanlığı ve telaş" sözcüklerini bir yere sıkıştırmayı unutmayın. Ve bir gün kaçan gollere, Beşiktaş’ın çok ağır bir fatura ödeyeceğini de hiç aklınızdan çıkartmayın.

Dünden bir örnek vereyim... 54. dakikada Isaac, 84. dakikada Erhan’ın yakaladığı net pozisyonlar, golle sonuçlansaydı neler olurdu bilemem. Buna, oyunun kırılma noktası da diyebilirim...

* * *

İkinci yarının ilk 15 dakikalık bölümünde Beşiktaş düşük tempo oynadı. Yine de Nobre ile yakaladığı pozisyon, Beşiktaş’ı rahata kavuşturacak bulunmaz bir fırsattı. Bu da kaçtı. Ve Beşiktaş strese girdi... Stresin Beşiktaş’a hiç yaramadığını da biliyorum. Cılız skorlar, tribünler kadar Beşiktaş’ı da huzursuz kılıyor. Kademeler arasındaki bağlantılar ve yardımlaşma kopuyor. Birlikte oynama bilinci dağılıyor.

Ve değişik bir kimliğe bürünüyor Beşiktaş!

Beşiktaş’ın en iyisi Tello idi. En çok koşanı ise Serdar Özkan... En hovardası mı? O da Nobre.

Ama Beşiktaş’ı kurtaran da yine Nobre’nin golüydü.
Yazarın Tüm Yazıları