Hayata dönüş

OYUNUN ilk 45 dakikalık bölümünün sonunda Beşiktaş’a inancımı yitirdim. İkinci yarıya sarkacak ne bir ışık yakmış, ne de umut vermişti. Sıradan bir takım havasında 45 dakika deliler gibi topun peşinden koştu Beşiktaş. Topla buluştuğu pozisyonlarda da eli ayağına dolaştı.

Bobo ile Nobre’nin yanyana oynamasını isteyenler... Çift santrfor diye yırtınanlar... Herkesin hayalleri bir anda söndü.

Bu işin ilacını sadece Bobo-Nobre ikilisinde aramak, bir hastaya yazılmış yanlış reçete gibiydi. Onları yaşatacak, pozisyona koşturacak orta alandan ilk 45 dakikada tek düzgün pas çıkmadı.45 dakikalık zaman diliminde Bobo’nun ıskaladığı topun dışında tek pozisyon heyecanı yaşamadı Beşiktaş.

Ernst, kötü mü oynuyordu. Hiç de değil. Ancak, Bobo-Nobre ikilisi ile gerekli bağlantıyı sağlamakta sıkıntılar çekiyordu.

Cisse, her ne kadar savaşa en ön safta katılsa da, ayağından tek etkili pas çıkmıyordu. İkinci yarıda çoşacak Tello, berbat bir ilk yarı geçiriyordu.

Beşiktaş,’ın pozisyon yaratmakta zorlandığı ilk yarıda Gaziantepspor 3 net fırsat yakaladı. Hele, Beto’nun kaçırdığı bir pozisyon hatırlıyorum.

Tanrı Beşiktaş’ı korudu!

* * *

BEŞİKTAŞ, bu kabustan nasıl kurtulabilirdi. Örneğin, duran toptan atacakları bir karambol golü. Ne bileyim, ya da bir başka şey...

Beşiktaş’ın bu mucizeyi yaratması gerekiyordu. Ben, olası bir kayıpta patlayacak öfkeyi... Tribün manzaralarını... Olacakların her birini kafamda, gözlerimde tek tek canlandırdım.

Tüylerim ürperdi. Korku sardı!

Bu kötü film Nobre’nin kafa golü ile hemen değişti. Ve Tello’nun şahane şutu ile korkular bitti. İkinci yarının başlarında gelen bu iki gol, Beşiktaş’ı sahanın her bir köşesinde egemen kıldı.

Beşiktaş’ın karşısında artık dilediği gibi bir rakip vardı.

Gaziantep yüklendikçe, her Beşiktaş kontatağı beraberinde bir pozisyon getirdi. Ve Beşiktaş sıkıntılar yaşadığı bir oyunun son 45 dakikasında farka koştu.

Söylediğim gibi işin ilacı sadece Bobo-Nobre ikilisinin yanyana oynaması değildi. Onları yaşatacak yan etkenlerin de oyuna katılmaları gerekiyordu. Bir örnek vereyim...

Nobre’nin attığı 3.golde, İbrahim Toraman’ın varlığını kim inkar edebilir.

* * *

KÖTÜ başlayan bir film böyle bitti. Beşiktaş için hayati önem taşıyan bir oyun belki de kimselerin beklemediği bir sonuç, hatta bir farkla bitti.

Bu sonuç Beşiktaş için nasıl bir anlam taşıyor, biraz değinmek istiyorum... Yenilseydi, lig defterini kapatacaktı. Bu bir...

Mustafa Denizli’nin 26.hafta panoraması bir masal gibi algılanacak, öfkeler yağacaktı. Ve Ligden elini-eteğini çekmiş bir Beşiktaş kupa’yı da kucaklasa, taraftarın gönlündeki heyecana asla karşılık veremiyecekti.

Bu sonuç Beşiktaş’ı hayata döndürdü!

Bilemiyorum, bu işin daha iyi bir anlatımı olabilir mi?
Yazarın Tüm Yazıları