MUSTAFA Denizli, Kayseri maçını düşünerek İnönü’ye farklı bir kadro sürdü.
Delgado’yu pazara saklarken, o bölgenin sorumluluğunu Serdar Özkan’a yükledi. Genç Serdar,Delgado’dan daha çok koşarak ve enerji tüketerek oynadı.
Ancak, Delgado’nun özelliklerini yakalayamadı. Kalabalık rakip defans arasına yaptığı driplingler, adeta intihar saldırılarını andırıyordu.
Oysa, daha basit ve topla daha az oyalanarak oynayabilirdi.
İlk yarıda Beşiktaş’ın hatalı pas yüzdesi bir hayli yüksekti. Tello ve Delgado’suz bir oyunda pas trafiğindeki kargaşa normaldir. Ancak yüzdesi, Beşiktaş’ın düzenini ve temposunu etkiliyorsa... Buna da alternatif bir çare düşünmek gerekir...
Bobo formsuz günlerini sürdürüyor. İlk yarı hiç görünmedi. Kalabalık savunmadan rahatsız oldu. Ne düşündüğünü yapabildi ne de istenileni...
Yine ilk yarıda Holosko da aradığı koşu yollarını bulamadı. Yine de Antalya kalesine en çok yaklaşan adamdı.
* * *
DENİZLİ, oyunun final bölümüne Tello ile Cisse’yi alarak başladı. Ve Serdar Özkan da sol kulvarda yeni bir göreve soyundu. Bu arada, Ekram Dağ’ı savunmanın soluna çeken Denizli,Sivok’u da orta alana sürdü.
Beşiktaş’ın oyunu kanatlara taşıma isteği, özellikle hücum bölgelerine hareket ve dinamizm getirdi.
İlk yarıda pozisyon yaratmada sıkıntılar yaşayan Beşiktaş, atak sayısını daha farklı bir düzeye taşıdı. Bu dakikalarda bile Delgado’suz oynamanın belirtilerini rahatlıkla hissetti.
Rakip kalede yoğunlaşan baskı, tüm çabalara karşın net bir pozisyon getirmedi. Fırsat furyası ancak 60. dakikadan sonra başladı.
Ve Bobo’nun art arda harcadığı iki pozisyon için fazla bir yorum yapmayacağım...
Bu fırsatlar birkaç dakika ara ile aynı futbolcunun ayağına geliyorsa... Ve ikisini de dışarıya atıyorsa, Bobo’yu bir kenara çekip, derdini bir sormalı!
* * *
HOLOSKO’nun golü her şeyden önce stiline ve oyun kimliğine yakıştı.
Alkışlanacak bir goldü. Ancak, Tello’nun attığı golün tadı bir başkaydı...
İlk 45 dakikadaki oyunu ile tribünleri Kayseri seferi öncesi derin bir düşünceye sürükleyen Beşiktaş, ikinci yarıdaki performansı ile her şeyi unutturdu.
Dikkatle izledim, savunma ilk kez bir oyunu hatasız tamamladı. Ve bu bölgenin en iyi adamı da İbrahim Toraman’dı...