ÇİZME’de yaşanan faciadan sonra İtalya’nın spordan sorumlu Devlet Bakanı Giovanna Melandri bir açıklama yaptı. Ve dedi ki...
Futbol için ölünmez!
Bu sözler bir bakıma ülke sınırları dışına taşan ve tüm fanatiklere yönelik anlamlı bir seslenişti. Ve bir uyarı niteliği taşıyordu. Herkes gibi etkilendim bu açıklamadan. Ve Bakan’ın uyarısını Süper Lig fanatiklerine duyurmak istedim.
Seviniyorum, geçen hafta Süper Lig’de ve hiçbir kentte şiddete yönelik bir haber kulağıma gelmedi. Gözlemci raporları temiz,tribünler ise sağduyulu ve hoşgörülüydü!
Şimdi haftanın panoramasına geçiyorum ve 3 Büyüklerin savaşından kareler sunuyorum...
Beşiktaş’ta bir-iki hafta esen bahar rüzgarlarının üzerine kara bulutlar çöktü. Jean Tigana G.Antep’te yitirilen puanların faturasını maçın hakemi Yunus Yıldırım’a kesti.
Yıldırım, oyun hızımızı kesti. Kaleci Hasagiç’i on kez uyarmasına karşın, kartını çıkarmadı.
Fransız Hoca, maçın heyecan ve stresinden kurtulduktan sonra, basın toplantısının sonlarına doğru, baklayı ağzından çıkardı...
Çok pozisyon yakaladık. Ama beceriksizdik.
Bu yorum bana daha gerçekçi geldi. Üstelik G.Antep maçı sonrası Beşiktaş’ın deplasman istatistikleri bir kez daha gündeme oturdu.
Beşiktaş şimdiye dek deplasmanda oynadığı 9 maçın sadece ikisini kazanmıştı. 5’inde berabere kalırken, 2 maçta da yenilmişti.
Bir bakıma 27 puanın sadece 11’ini kapmıştı Beşiktaş. Bu da Beşiktaş’ın kötü bir deplasman takımı olduğunu vurguluyordu.
Ve G.Antep’te de aynı oyun bir kez daha sergilendi. Rakip biraz dişini gösterince, bir hafta önce şampiyonluk havasına giren Beşiktaş’ın gerçek kimliği hemen sırıttı.
Öyleyse, Tigana öncelikle Beşiktaş’ın bu kronik sıkıntısına acil bir çözüm getirmeli.
* * *
G.SARAY Teknik Direktörü Erik Gerets, Kayserispor beraberliğinden sonra düzenlediği basın toplantısında ve laf arasında kafaları karıştıran bir cümle kullandı.
Taktik hatalar yaptık. Ve puan verdik!
Bu taktik hataların ne olduğunu açıklamadı Gerets. Soran da çıkmadı. Ancak, bir taktik hatası varsa, bunun sorumlusu da ancak, Gerets olabilir.
Bu beraberlik G.Saray’ın neşesini kaçırırken, Adnan Polat yine moral pompaladı. Ve Kayseri’de yitirilen puanları unutturmaya çalıştı. Yeni bir sav attı ortaya.....
Bana göre, kalan 15 haftada puan kaybetme olasılığımız çok düşük!
Oysa, sayın Polat bir hafta önce HÜRRİYET’in manşetinden şöyle sesleniyordu...
16’da 16 yapacağız. Bunu böyle bilin!
Şimdi herkes, önümüzdeki hafta maçlarını bekliyor. Ancak geçen her hafta, F.Bahçe’nin lehine işliyor. Ve aradaki puan farkının sadece moral dopingi ile kapanmayacağını da yine herkes biliyor.
Benim merakım, G.Saray önümüzdeki bir-iki hafta içinde puan kaybına uğrarsa, sayın Polat rakamlarda nasıl bir oynama yapacak.
Merakla bekliyorum.
* * *
VE F.Bahçe bir haftalık aradan sonra, G.Saray ile puan farkını 7’ye, Beşiktaş’la 8’e çıkardı. İzmir’den dönen F.Bahçe muhabirimiz Sadi Kemal Yaşar ile bir sohbet yaptık. Sordum servis arkadaşıma...
F.Bahçe nasıl oynadı?
Kısa bir yanıt verdi...
Vallahi, F.Bahçe yine iyi oynamadı.Ama şunu söyleyebilirim, şu Tuncay olduğu sürece, F.Bahçe kötü de oynasa kolay maç kaybetmez.
Şöyle sürdürdü konuşmasını...
Her hafta kendini geliştiriyor.Bir kere, pas hataları asgariye indi.Üstelik olumlu pas yüzdesini artırdı.Zaten çok koşuyordu, şimdi enerjisini boşa harcamıyor.Dahası, hem atıyor hem de attırıyor.
Ve Sadi Kemal Yaşar sözlerini şu cümle ile noktaladı...
Kötü de oynasa bir yıldızın performansı ile sonuca gidiyor F.Bahçe. Peki, Tuncay’da bir aksama olursa... F.Bahçe tökezlenir mi?
Buna da şu yanıtı verdi Sadi Kemal...
Alex, Kezman, Appiah, Aurelio veya bir başkası.Bunlar ne güne duruyor. Geriye bir dön ve bak. F.Bahçe’nin kötü oynadığı ve kazandığı maçlarda, biri çıkıp işi bitiriyor.
Unutmadan bu isimlere Semih’i de ekle. O da yıldızların es geçtiği bir gecede tek başına maç alıyor.
Ben yine de lig bitmeden şampiyonun adını söyleyemem. Hele, geçen sezonun Denizli-F.Bahçe maçını hatırladıkça...
Yine de hatırlatmak isterim. İtalyan devlet bakanı Giovanna Melandri’nin söylediği gibi...
Futbol için ölünmez.Üstelik şampiyonluk kaçsa bile...