Derbinin gözü kördür

BİR dünya derbisi ile keyif dolu bir pazar geçirdim. Hep birlikte televizyonun başına üşüştük. Çoluk-çocuk ve yaşını-başını almış bir dostlar grubu... Biri kalktı herkesi sessizliğe çağırdı. Ve dedi ki...

Adam gibi oturun ve adam gibi izleyin. Dünya derbisi başlıyor!

Gülüştük ve gözlerimizi ekrana kilitledik. Ara-sıra bakışlarımı dostlar grubuna çeviriyordum. Sanki, bir başka alemin yaratıklarıydı. Yüz hatları maçın pozisyonuna göre değişiyordu. Bir saniye gibi kısa bir zaman diliminde, acıyı ve sevinci birlikte o suratta görebiliyordum.

Ümit Karan’ın direkten dönen şutundan sonra saygın bir dostumun ağzından kaçırdığı küfürü hiç unutmayacağım.

Belki de o beyefendinin ilk kez ağzını bozduğuna tanıklık ediyordum. Ve şaşırıyordum. Ambalajı bozulmamış böyle bir küfürü de ilk kez yine o saygın kişiden işitiyordum.

Ara sıra çocukların gürültüsüne tepki gösteren büyüklerin, işi tokata kadar götürdüğünü de gözlerimle görüyordum.

Hele, şiddete şiddetle karşı çıkan bir dostumun, G.Saray golüne sevinen komşu çocuğunun poposuna çaktırmadan attığı tekmeyi de artık olağan bir hareket gibi algılıyordum.

Ve bunları gördükçe, onlarla kendi dünyam arasına bir çizgi koyuyordum. Onlar bir başka dünyanın tutsağıydı.

Gözleri ekrana kilitlenmişti. Kaçan her pozisyonda krizlere giriyorlardı. Ve derbiden çıkacak sonucu da her değerden somutlayacak kadar gözü dönmüştü her birinin.

Dikkatle baktığınız an, korkardınız o suratlardan. Hiç abartmadan söylüyorum, ürker ve kaçardınız.

Evet, bir dünya derbisi izliyordum. Ve bu derbi bir ders gibi bana hayatın bazı gerçeklerini öğretiyordu!

* * *

MAÇ
bitti ve bazıları bir vedalaşma alışkanlığını bile akıllarına getirmeden kapıyı çekip gittiler.

Çünkü kaybetmişlerdi. Ve dünyaları yıkılmıştı!

Televizyon açıktı ve ben ertesi gün yazacağım yazı için bilgiler toplamaya çalışıyordum. Her ilginç haberi de not ediyordum. Bir haber...

Fatih Terim, koltuğuna bir milletvekili oturduğu için derbiyi seyretmedi. Ve çıkıp gitti!

Hiç yadırgamadım. Sadece gülüp geçtim... Dinler mi, eloğlu. Dünya derbisinde bir koltuk bulmuş, kaçırır mı... Zamanında gelip otursaydın sevgili hocam...

Telefonum çaldı, kalkıp açtım. Bir arkadaşım arıyordu. Konu elbette yine derbiydi... Diyordu ki...

Yahu, olacak iş mi? Mecidiyeköy’de sepet içinde pide satan bir genç, karaborsacıdan 600 YTL’ye açık tribün bileti aldı!

Hiç şaşırmadım. Bu dünya derbisinde gönül verdiği takımın atacağı bir gol için canını verecek fanatikleri düşündüm. Bir derbi biletine bir pideci 600 YTL ödemiş, çok mu... Bulduğuna dua etsin.

Ve bir başka haber... Marmaris Emniyet Müdürü Yaşar Turan Çebi, derbi sonrası G.Saraylı taraftarların galibiyet kutlamalarında taşkınlık yapmaları nedeniyle trafik kontrolü uygulattı. Ve 85 araç sürücüsü hakkında alkollü araç kullanmaktan işlem yapıldı. Araçları trafikten men edildi. İyi yapmış. Kutlamanın da adabı vardır. Ancak, merak ettim... Haberi duyan ülkenin dört bir köşesindeki diğer G.Saraylı taraftarlar ne düşünmüştür?

Acaba, emniyet müdürü Fenerli miydi... Böyle düşünenleri de yadırgamam. Dünya derbisi bu. Herkes her şeyi gönül verdiği takımın renklerine göre yorumlar. Mantığın sustuğu yerde dünya derbisi başlar.

Yine bir haber... Samandıra’da bir grup taraftar F.Bahçeli bazı futbolcuları tartaklamaya kalktı.

Üzülsem de kızamadım. Dünya derbisidir bu. Bir gün önce sevilip okşananlar, bir yenilgi sonrası yerin dibine sokulur. Derbinin gözü kördür. Yani, bunu da hiç yadırgamadım...

* * *

VE
F.Bahçe Teknik Direktörü Zico’nun bir beyanatını okudum. Derbiyi anlatırken, oyuncularının gerekli mücadeleyi göstermediğinden yakınıyordu Brezilyalı hoca.

Bu arada Ümit Karan’ın, arkadaşının açığını kapatmak için savunmaya koştuğunu ve bir golü önlediğini hatırlatarak şöyle konuşuyordu...

Maalesef bizim çocuklar bir derbi oynadıklarını maçın son dakikalarında kavradılar. Anladıkları zaman da iş işten geçmişti.

İşte buna şaşırdım doğrusu. Hem şaşırdım, hem de bayağı yadırgadım... Dünya bu derbi için pür dikkat kesiliyor. Bu derbiye kilitleniyor. Kalpler kırılıyor, dostluklar bozuluyor...

Milli hasıladan fert başına düşen payın sadece 8 bin dolar olduğu bir ülkede, bir pideci kalkıp bu derbi için 600 YTL ödüyor...

Ve F.Bahçeli futbolcular ne oynadıklarının farkında bile değil. Olacak şey mi!

Bir dünya derbisi daha gelip geçti. Bir ders gibi hayatın bazı gerçeklerini öğreterek geldi geçti.

Bir sonrakini şimdiden iple çekiyorum.

Bu dünya derbisinden öğreneceğim daha çok şey var!
Yazarın Tüm Yazıları