YAŞIYORUZ VE ÖĞRENİYORUZ... Ankaraspor maçı sonrası Zico’nun ağzından dökülen bu serzeniş, haftanın en anlamlı söylemiydi...
Hoşuma gitti ve düşünmeye başladım. Zico, hiç çaktırmadan Ankaraspor beraberliğinde kendi dışında herkesi suçluyordu.
Penaltıyı atmak isteyen ve kaçıran Kezman’ı.
Kezman’a izin veren kaptan Alex’i.
Kezman’ı dolduruşa getiren ve penaltı atması için yaygara yapan taraftarı.
Ve son saniyede basit bir gol yiyen takımını.
YAŞIYORUZ VE ÖĞRENİYORUZ... Bir suç, ikibuçuk kelime ile ancak bu denli güzel anlatılabilir. Tartışmasız haftanın en anlamlı söylemiydi.
Ve Ankarasporlu Mehmet Yılmaz’ın son saniyedeki golü... O da haftanın en anlamlı golüydü. Bu gol belki de Süper Lig’in kaderini etkileyecek. Belki de beklenmedik bir şampiyon yaratacak.
Bu gol, her çeşit varsayıma açık bir gol... Hatırladıkça düşün, üret ve tartış...
Bu gol kimlerden neler alıp götürdü. Ve kimlere neler bağışladı!
Öncelikle F.Bahçe’nin iki puanlık avantajını alıp götürdü.
G.Saray’ı moralman güçlendirdi.
Sivasspor’un iştahını kabarttı.
Ve geriye sadece 4 hafta kaldı. Bundan böyle en ufak bir yanlış, bir yılın tüm emeklerine kan doğrar..
Şampiyonluk mu istiyorsun? Öyleyse, şu listeye bir göz at...
Kadro oluştururken, fantazilerden kaçacaksın.
Savunmada hata yapmayacaksın.
Riskli oyundan kaçacaksın.
Yakaladığın fırsatı hovardaca harcamayacaksın.
Hakemle oynamayacaksın.
Öfkeye kapılmayacaksın.
Takımını eksik bırakmayacaksın.
Bir liste de tribünlere...
Eline- diline sahip çıkacaksın.
Küfür etmeyeceksin.
Leblebi bile atmayacaksın.
Ve sahanın kapatılmasına neden olmayacaksın.
Sık dişini ve bu rejimi uygula. 4 hafta sonra dünyalar senin olacak!
* * *
BEŞİKTAŞ’ın OFTAŞ yenilgisinden sonra yazdığım eleştiri yazısına bazı dostlardan telefonlar geldi...
Yazının başlığı sadece iki satırdı. Gürültüsü fazla oldu...
LİSTE CEBİMDE!
Bu yazıda hangi futbolcuların yeni sezonda Beşiktaş’tan gönderileceğini... Hangi futbolcuların da Beşiktaş formasını giyecek özellikler taşımadığını vurgulamak istiyordum...
Gelen telefonlar ise, karşıt bir soru ile beni bir başka konuya çekiyordu...
Bu kara tablo sadece futbolcuların eseri mi?
Ve sağolsun dostlar, hiç konuşma fırsatı vermeden öfkelerini kulaklarımda çınlatıyordu...
Yahu, Beşiktaş gibi bir takım bir sezonda Rizespor karşısında üç kez hüsrana uğrar mı?
Bir teknik adam üç maçta bir takımın huyunu-suyunu anlayamaz mı?
Allah aşkına doğruyu söyle.Bu yabancı transferleri kim yapıyor.Ve kim okeyliyor?
Futbolcular için liste yapıyorsun da, yönetim ve teknik kadroyu niye atlıyorsun?
Telefonlardan çıkan ortak ses, Beşiktaş’ta herkesi suçluyordu.
Yönetimden, teknik kadroya, futbolcusuna kadar herkesi bu kara tablodan sorumlu tutuyordu.
Ve benden bir şey daha yazmamı ısrarla vurguluyorlardı...
Beşiktaş’ın tam 9 maçını seyircisiz oynamasına neden olan kişilerin de tribünden temizlenmesini istiyorlardı.
Biri de üslubunu, sakinliğini hiç bozmadan ve içini döktükten sonra, iğneyi batırıp telefonu kapadı. Dedi ki...
Aslında tepeden tırnağa bir temizlik lazım ama!
Ben, bu kişinin söylemek istediği şeyi pek çözemedim. "Ama" derken neyi anlatmak istedi, kavrayamadım...
Tekrar açsın telefonu, söylesin neler dönüyor. Anlatsın ki, ben de yazayım. Ve herkes öğrensin...
Bir telefonu esirgemesin!
Her neyse... Ayrıca, Beşiktaş’ın özellikle bu sezon, böyle bir duruma düşmesine salt hakem hatalarının neden olduğunu ısrarla söyleyenler de vardı. Yönetime, teknik kadroya ve futbolculara hiç sataşmadan hakemleri hedef gösterenler de çoğunluktaydı. Neler mi söylediler...