Bir gün konuşacak

CUMARTESİ günü, Fatih Terim'in açıklamasına kulaklarım inanmadı...

Ligden uzaklaşıyoruz, yarıştan kopuyoruz.

Acaba, bu bir öfkenin ve kızgınlığın duygusal tepkisi miydi?

Yoksa, tüm umutlarını yitirmenin bir haykırışı mı?

İkisi de Terim'den hiç duymadığım bir söylemdi. Ve yadırgadım.

Ligin ilk dönemi bitmeden, üç puanlık bir yarışta beyaz bayrak açmak, Terim'in hırs ve inadı ile hiç bağdaşıyor mu...

İmparator böyle söylediyse, acaba bir bildiği mi var...

Ya da dilinin ucuna gelip de, söyleyemediği gerçekler mi...

Bugün bunu söyleyen Terim, bir başka gün dilinin ucuna geleni elbette haykıracak. Bir gün mutlaka...

Şimdi iğneyi batırdı, bir başka gün çuvaldızı.

Ve o gün gerçekleri göreceğiz ve öğreneceğiz...

***

VE
Başkent'te farklı bir Fener...

Hooijdonk'un kafa golü ile moralman güçlenen ve nefis frikiği ile fark kapılarını açan Fener.

Bu galibiyetin elbette bir anlamı olmalı.

Soruyorum...

F.Bahçe, Başkent'te puan yitirseydi, gelecek haftalara böylesine iddialı ve sağlıklı bakabilir miydi?

Olası bir beraberlikte bile, Beşiktaş ile arasında doğacak puan farkını kapatabilecek güç ve morali tekrar yakalar mıydı?

Ve merak ediyorum...

Bir yenilgide Christoph Daum'un tepkisi nasıl olurdu...

Acaba, Terim gibi mi konuşurdu.

Ligden ve yarıştan kopuyoruz.

Asla ve asla böyle söylemezdi. Çünkü, Daum'un bir eli yağda, bir eli balda. Bir dediği iki olmuyor.

Bekleyin göreceksiniz. 20 Aralık ile 20 Ocak arası, F.Bahçe bir yeni yıl paketi açıyor.

Yeni isimler ve sürpriz transferler geliyor.

Terim
ise, eli kolu bağlı kaderi ile boğuşuyor.

Nereden nereye demeyin...

Yeri geldi, söyleme gereğini hissettim. Hepsi bu.

***

BEŞİKTAŞ
mı?

Kartal'da işler yolunda. Adanaspor maçında güç anlar yaşasa da, üç puanlık golü buldu.

Ve Sergen Yalçın yine sahnedeydi.

Attığı golün bir benzerini bir daha ne zaman görebiliriz. Sergen hayranlarına hak veriyorum.

Sergen'in attığı her gol, oynadığı her iyi oyun sonrası, sevgili Vedat Okyar'ın sözü aklıma geliyor...

Bu çocuk, sahaya iskemle atıp otursa, onu yine oynatırım.

Oysa, Sergen iskemleye oturup golünü atmadı.

Adana ceza sahası içine yatak serip, yattığı yerden golünü çaktı.

Bu da Sergen farkı!

***

ADIM ADIM
ilk yarı sonuna yürüyoruz.

Bazı kişiler var ki, değerlerinden hiçbir şey yitirmiyor.

Aykut Kocaman gibi. Yılmaz Vural gibi...

İkisinin de ne gibi koşullarda çalıştığını herkes gibi biliyorum.

Beşiktaş maçında Yılmaz Vural'ın saha kenarındaki çırpınışlarını tebessümle izledim.

Kaderine terk edilmiş bir takımı kurtarmak için üstünü başını paralamasını üzülerek seyrettim.

Ve benzeri sıkıntıları yaşayan Aykut Kocaman'ın, G.Saray maçındaki üstün performansını gördükten sonra, İstanbulspor'un nasıl ayakta kaldığını daha iyi anladım.

İdealistleri hiçbir şey yıkamıyor. Ne ilgisizlik ne de parasızlık.

***

İLK
yarının bitimine iki hafta kaldı. Beşiktaş ve F.Bahçe'nin maçlarını hatırlatmak istedim.

Beşiktaş, bu hafta Sebat maçına gidiyor. Diğer maçı iç sahada Rize ile.

F.Bahçe bu hafta Kadıköy'de Denizli ile kapışacak. Sonra Malatya deplasmanı var. Bu arada bir de Rize ile o malum maçı oynayacak.

Bu fikstüre göre, ilk yarıyı Beşiktaş lider kapar.

Ne dersiniz?
Yazarın Tüm Yazıları