5 dakikalık bayram

Yine de unutmadan hepinize mutlu bayramlar.

14.hafta maçlarından birini ayrı bir yere koyuyorum. Ankaragücü-Galatasaray savaşının sadece 5 dakikalık bir bölümü diğerlerinden farklıydı.

Durgun-sessiz ve pozisyonsuz geçen bir oyun, 60.dakikadan sonra ne oldu da bir fırtınaya dönüştü anlayamadım.

Belki oynayanlar da anlayamadı!

Ancak gördüm ki, oyunun bazı gereklerini yerine getirdiğin kısa bir zaman dilimi bile, maçın skorunu hemen değiştirebiliyor. Skorun da ötesinde, oyunun kaderini tümüyle etkiliyor.

Birkaç yaratıcı pas. Çabuk oyun ve yüksek tempo. Hareketlerde özgüven. Ve kalitenin dirilişi... G.Saray, bu güzelliklerin tümünü oyunun 5 dakikalık kısacık ömrüne sıkıştırdı.

Lincoln, klasından örnekler sundu. Kewell, sorumluluk duygularını skora yansıttı. Ve Baros golcü kimliği ile işi bitirdi.

Bu kısa süren fırtınanın en iyi yorumunu foto muhabiri arkadaşım Adem Kabayel yaptı...

60.dakikaya kadar çekecek doğru-dürüst bir pozisyon bulamadım. Daha sonraki 5 dakikada dünyanın fotoğrafını çektim!

* * *

BU maç, G.Saray’a gönül verenlere sunulan en tatlı bayram şekeriydi. Aynı şekerden Trabzonspor da yedi Sivasspor da. Hatta, kardeşi Hacettepe’ye fark atan G.Birliği de...

Ama bu işin kaymağını yiyen takım Ankaraspor’du. Geldi, İnönü Stadı’nda Beşiktaş’ı yendi. Bizler de işin kaymağına bakarız. Hangi takım prim yapıyorsa, kimin raytingi iyiyse, maçın satırlarını, sayfanın manşetlerini o takıma açarız. Ankaraspor’un kazandığı maçta da böyleydi...

Beşiktaş’ın hali, Ankaraspor’un başarısını unutturdu!

Geç de kalsam, tebrikler Aykut Hoca. Her şeyden önce, kazanma hırsını 90 dakika hep diri tuttuğun için...

Lafın kısası, tek puanın arkasına gizlenmediğin için!

Yine de sormadan yapamayacağım...

Beşiktaş’ı bu kadar mı gözüne kestirmiştin!

* * *

BİR yandan bayram, bir taraftan Süper Lig heyecanı ve bunca telaşın arasına sıkışan transfer dedikoduları...

Evet, transfer dedikoduları. Oynarken, bir futbolcunun kafasına ve yüreğine bir transfer heyecanı girdi mi, ondan hayır beklemeyin...

Geçen hafta da Süper Lig’de bunun görüntülerini yakaladık. Belediyespor kalecisi Kenan Hasagiç’in kendisi Sivas maçında, aklı F.Bahçe’de idi.

Fener’den teklif alacaksın da kafan karışmayacak!

Öyle bir gol yedi ki, evlere şenlik. Ayağındaki topla başladı oyalanmaya. Mehmet Yıldız bastırınca telaşlandı, kalktı çalım atmaya... Onu da beceremedi ve yedi golü.

Bursasporlu Sercan’ın haline bir bakın. İlk 6 haftada 5 gol atan ve nefis bir performans sergileyen genç yıldız adayından şimdilerde tık yok.

Son 8 haftada attığı sadece tek gol. Onun da kafası başka yerlerde. Adı, büyüklerlerin listesine girdi, devre arasında F.Bahçe’ye geleceği söylendi.

O da kayıplara karıştı!

Ankaragücü’nden Gökhan Emreciksin... 200 milyara Boluspor’dan Başkent takımına geldi. Şimdi adı Beşiktaş ile anılıyor. 2 milyon Euro’ya ve devre arasında Beşiktaş’a transferi gündemde.

Söylenenlere göre, Beşiktaş’ın teklifi 2 milyon Euro!

Bu çocuğu henüz tanımayanlara şöyle anlatayım. Geçen hafta G.Saray maçında 25 metreden atılan ve De Sanctis’in koruduğu kalenin direğinde patlayan bir şut var. İşte, bu şutu atan çocuk. O da attığı şutun dışında bir varlık gösteremedi.

Bir gencin kafası 3 büyüklere takılmasın, dünyası değişiyor!

* * *

PUAN cetvelinin 14.haftası zirveye yeni bir sıralama getirdi. Şöyle bir göz atın şemaya. Geçen sezonlardan bir hayli farklı.

6 takım birbirini kolluyor. Herkes gibi ben de merakla bekliyorum. Hangisi kopacak, hangi takım zirveden elini eteğini çekecek.

Lafı şu soruya getirmek istiyorum...

Sezon sonu zirvede bir Anadolu takımı görebilir miyiz. Ya da, 25 yıl sonra bir Trabzonspor mucizesi daha yaşar mıyız?