Paylaş
Ayvalık için bu algı oluşturulmuşken hemen yanı başındaki Cunda için ise genellikle methiyeler düzülür… “Taş evler, dar sokaklar, balıkçılar, eğlence, butik mekanlar, zeytinyağı dükkanları…”
Cunda güzeldir güzel olmasına, ancak gittikçe İstanbullu turiste yönelik haline getirilen, bir nevi yeni Alaçatı modelindeki turistik atmosfer bana pek hitap etmiyor… Üstelik bunu Uno’da son zamanların en güzel karidesli spagettisini yemiş biri olarak söylüyorum. Peki Ayvalık için söylenenler doğru mu?
Ayvalık’a her yıl mutlaka uğramaya çalışıyorum. Kendi içinde inanılmaz bir enerjisi ve potansiyeli var, ama bir yandan da bana büyük bir haksızlığa uğruyor gibi geliyor. Yerli turistin gözdesi konumundaki yerini Çeşme – Bodrum – Alaçatı aksına kaybetmiş vaziyette; üstelik Ayvalık merkezi bir kenara, rağbet gören asıl yeri olarak Cunda ön plana çıkıyor. Oysa Ayvalık’ta görmeyi bilenler için inanılmaz hazineler var. Böyle bakınca ben “patlama öncesi” güzelliği yaşayabildiğim ve görebildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.
Benim gördüğüm Ayvalık bir deniz tatili destinasyonu yerine tüm yılı kapsayan bir şehirden kaçış adresi. Mutfak, tarih, kültür hepsi bir arada… Ne zaman isterseniz kaçın.
Öncelikle Ayvalık inanılmaz bir gastronomi cenneti… Tostçular Çarşısı’ndan Şeytan’ın Kahvesi’ne doğru bir kesit alınsa, 1 km çap içinde onlarca lezzeti bir arada bulabilirsiniz. Mesela? Bir kez deneyenin akşamları bir daha Cunda’ya uğramadığına defalarca şahit olduğum, çarşı içindeki “Tik Mustafa”… Onlarca meze, hepsi taze ve inanılmaz lezzetli. Alternatif mi arıyorsunuz? Deniz Yıldızı, Aivali…
Tatlı mı yiyeceksiniz? Çarşı içinde 10 metre arayla Güler Tatlıhanesi ve İmren Pastanesi var… İkisi de çok köklü dükkanlar ve ikisi de lor baklavası, lor tatlısı, lor böreği ve sakızlı dondurma başta olmak üzere tatlı ve pastane ürünlerinde ülke çapında başarılı… Çarşıdan Ayvalık’ın en güzel sokaklarını barındıran Macaron Mahallesi’ne geçecekseniz Macaron Muhallebicisi’ne uğrayıp ünü dilden dile yayılan bademli muhallebi, sakızlı muhallebi, magnolia ve lorlu pasta gibi çeşitlerini tadabilirsiniz. Ben bademlı muhallebiyi yemeden geçmem mesela… Bir şeyler içip soluklanacak mısınız? İster Ché’nin arka bahçesinde bir şeyler yudumlayın, ister Camlı Kahve ya da Şeytan’ın Kahvesi’nde koruk suyu, karadut suyu için, isterseniz Macaron Konağı’na girin kahvenizi yudumlayın ya da Ege lezzetlerinin tadına bakın…
Tostçular Çarşısı’na mı geçeceksiniz? Mesut’ta biz İstanbulluların sosisle, salamla, türlü sosla bozduğu Ayvalık tostunu değil, istek üzerine “harbici” Ayvalık Tostu’nu mideye indirebilirsiniz: “tulum ve kasap sucuğu.”
Tarih mi istiyorsunuz? 700 yıllık ibadethaneler, 300 yıllık evler Ayvalık’ın belkemiğini oluşturuyor. İster Saatli Camii ziyareti yapın ister Taksiyarhis Müzesi’ni ziyaret edin… Hepsi bir taş atımı uzaklığında…
Bu mekanların çoğuna ev sahipliği yapan Macaron Mahallesi, İstanbul’daki Balat’ı andıran havasıyla ruhlarınıza bayram yaptırıyor. Bu haliyle Ayvalık’ın üzerindeki o miskin bulutları dağıtmaya yetecek gücü ve potansiyeli de Macaron Mahallesi kendi içinde barındırıyor… Macaron Konağı, Macaron Muhallebicisi, Aivali gibi çok hoş dükkanların öncülüğünde, Karamanlar Fırını’nın yanına Artizan Bakkal gibi renkleri katarak; ancak Camlı Kahve gibi klasikleri de kaybetmeden…
Üstelik karşı kıyı, bir diğer güzellik Midilli Adası… Neyse, o sonraki yazının konusu.
Ayvalık ve Cunda ile ilgili görüşlerinizi, Macaron Mahallesi’yle ilgili fikirlerinizi çok merak ediyorum. Lütfen bana yazın.
ARA SICAK HUSUSLAR
Mide Lobisi Selanik gezisinden geçtiğimiz hafta bahsetmiştim… Selanik’te nerede ne yenir sorusu sıklıkla soruluyor, sonrasında geniş bir yazı yazacağım ama şunu söyleyebilirim: İlk defa geliyorsanız Ladadika tarafındaki turistik mekanları bir inceleyin, güzel bir taverna akşamı yaşayın… Ama ikinci defa geliyorsanız Ano Poli ve içindeki onlarca dükkan, minik “ouzeri”ler, kafeler keşfedilmeyi bekliyor.
Yolum bu hafta Aydın’a düştü, özellikle İncirliova tarafında pek çok “kuyuda kokoreç” tabelası gördüm… Bu kuyuda kokoreç hususunda bilgi toplamaya başladım, bilgi vermek isteyenler sosyal medya ve e-postaya lütfen. Damağımda şimşekler çaktı vallahi, bu kuyuda kokoreç ne ola?
Kahvaltı yazımla ilgili geri dönüşler hala geliyor, sizin için kahvaltı sofralarının olmazsa olması nedir soruma gelen en sık cevap yumurta oldu… peynir hemen ardından geliyor. Adana’dan gelen “ciğer” cevaplarını yazan sevgili hemşerilerime de afiyet olsun dileklerimi yolluyorum.
Paylaş