Paylaş
Kokorecin yolculuğu da gece geç saatte sokaktaki tezgâhlarda yenen bir atıştırmalıktan çıkarak benzeri bir yöne evriliyor gibi…
Türkiye’nin kokoreç başkenti sayılabilecek İzmir’de köklü kokoreççiler ikinci, üçüncü şubelerini geniş tutmaya, kurumsallaşmaya başladılar. İstanbul’da ise ciddi bir atak var. Dolapdere’deki Ozzie’s 1968, İstanbulluların kolay bulamadığı uykuluğa sarılmış kokoreci, sıcak servis takımları ve çok tartışılan rezervasyonlu sistemiyle yeni nesil kokoreççiliğin belki de öncüsü oldu.
Çengelköy’deki geleneksel kokoreççiler henüz kıpırdanmadıysa da Şampiyon Kokoreç çizgisindeki midye ve kokoreç dükkânlarında da bir dönüşüm söz konusu. Beşiktaş’ta midye ve kokoreç konseptini farklı bir şekilde sunan Midyeci Ahmet ve belki de ona rakip olacak şekliyle midye istasyonu ve uykuluklu kokoreciyle şık bir mekân sunan By KokoRich, ikinci nesil bir midye + kokoreç dükkânı uygulamasını hayata geçirmiş gibi görünüyor. Midye tavadansa eski bir sokak lezzeti olan midye dolmanın buradaki konsepte adapte edildiğini de hatırlatmakta fayda var.
Şimdiden kimi konsept restoranların menülerinde kokoreç hoş ve farklı bir renk olarak yer almaya başladı. Bundan birkaç yıl sonra beyaz örtülü, kadehli masalarda ”avokado sosu ve kinoalı salatayla birlikte servis edilen şarapta dinlendirilmiş, şaşlığa sarılmış kokoreç” tabakları falan görürsek şaşırmayın.
Sizler kokorecinizi nerede yiyorsunuz, yarım ekmek mi porsiyon mu tercih ediyorsunuz, ne kadar ödüyorsunuz? E-posta adresime yollarsanız sevinirim.
ARA SICAKLAR
-- Geçen haftaki lahmacun soruma onlarca cevap geldi, çok sağ olun. Görünen o ki, ortalama 5 TL civarında lahmacunu tercih ediyoruz, ancak artan fiyatlardan çok malzemesi az konulan lahmacuna tepkiliyiz. İstanbul’da pek çok takipçi Cerrahpaşa’daki Gaziantepli Mehmet Usta’nın, Fatih’teki Özkilis’in ve Kadıköy’deki Borsam’ın fiyat performans başarısını ön plana çıkardılar.
-- Adana’da Yüreğir tarafında ünlenen salaş dükkânlar ikinci şubelerini lüks Turgut Özal Bulvarı tarafına açıyorlar. Aynı isimde dükkânlar, tatlar benzer, garsonu bile eski şubeden belki tanıyorsunuz ama biri görece lüks, yeni, hoş dekorasyonlu; diğeri eski tüfeklerin sevdiği gibi “sanayi içi tip ultra salaş kebapçı” modelinde. Normalde dünyanın hiçbir yerinde böylesine kontrastlı şubeleşme yoktur, ama Adana’ya da yakışıyor doğrusu. Şehirde her renk var.
-- Beylikdüzü, Gaziantepli ünlü tatlıcıların İstanbul’daki ilk şubeleşme yeri desek yeri… “Küçük Gaziantep” lakabını Güngören’den alıp boynuna takacak gibi. Öz İkizler, Arif Erçelebi, Mehmet Erçelebi ve daha niceleri Beylikdüzü’nü tercih ediyor.
Paylaş