Paylaş
Humprey Bogart’ın unutulmaz filmi Marsilya Geçidi’ni andıran bir öyküye sahip olan Bielsa, futbolun Şeytan Adası’ndan kaçıp gittiği yerlere hayat veren “çılgın” bir adam… Bu çılgınlık ona El Loco (Deli) lakabının takılmasına neden olacak kadar büyük bir anlamı da içinde barındırıyor.
Aimar, Lopez, Crespo, Veron, Ortega, Zanetti, Simeone ve Batistuta gibi efsanelere hayat veren Bielsa, 2002 Dünya Kupası’nda zafere ulaşan Brezilya teknik direktörü Felipe Scolari’ye bile ilham veren bir anlayışa sahipti. Scolari ondan aldıklarını itiraf ederken, “Bielsa’dan kopya çektim. Üzgünüm ama sahada Arjantin gibi oynayan bizdik onun tüm maçlarını izledim ve sayesinde stratejilerimi çöpe attım…” diyecek kadar cesurdu.
***
Günlerce video izleyen, binlerce kitabın içinde bıkmadan sayfaları karıştıran, projesi olmayan hiçbir kulübe para karşılığında gitmeyen Bielsa, sıra dışı bir anlayışa sahip.
Guardiola’nın “ondan çok şey öğrendim” dediği, Barcelona’yı bıraktığında bile Arjantinli teknik adamın Rosario’daki evine giderek 11 saat toplantı yaptığı bir adam… Entelektüel bakış açısı ise Arjantin’in en ünlü düşünürlerinden biri olan dedesinden kalan en büyük miras…
***
Marcelo Bielsa hayatı boyunca hep hayallerinin peşinden gitti. Daha çocuk yaşlarda kanına giren bir Newell's Old Boys aşkı vardı. Düşündüğü tek şey futboldu. İyi bir futbolcu olamadı ancak o kadar uzun yollar kat etti ki ayaklarıyla yapamadığını beyniyle yapabileceğinin farkına vardı. Artık yeşil sahanın ne demek istediğini daha iyi anlıyordu. Ve çok sevdiği takımının başına geçtiğinde ise kendi keşfettiği gençlerle şampiyonluğa ulaşması onun efsanesinin ilk adımı oldu. Artık Newell’s denince akla ilk olarak Bielsa geliyordu. Ve yaşattığı tarihi zaferlerle stadın ismi bile Marcelo Bielsa olarak değişiyordu!
Gittiği takımlarda tüm planlamayı kendi yapan, kampa girdiğinde ailesini dahi unutan, en ufak aksilikte sorumlunun yakasını yapışan, futbolcusuna “takım için gerekirse parmağını bile feda edeceksin” diyen, kendini dahi görecek kadar farklı, delirmenin eşiğine geldiğini itiraf edecek kadar ise bilge bu futbol adamı Marsilya ile tüm dünyaya yeniden meydan okuyor.
***
Paris Saint Germain’in son yıllarda parayla kurduğu büyük güce karşı duran ve bunu futboluyla perçinleyen Bielsea, Şili ve A.Bilbao’dan sonra Marsilya’ya da yeni bir futbol felsefesi kazandırıyor.
Kim bilir; modern futbolun delisi(!) günün birinde yapamadığımız yapılanmanın da ilhamın kaynağı olur…
Paylaş