Paylaş
Tıpkı Mourinho gibi kaleci Iker Casillas’a lig maçlarında şans tanımayan Ancelotti, ligin ilk haftalarında kötü futbol ve elde edilen başarısız sonuçlara rağmen kısa sürede rüzgârı tersine çevirmeyi başardı. İtalyan teknik adam, iki ay öncesine kadar Barcelona’nın 5 puan gerisinde kalan Madrid temsilcisini 4 puan öne taşımayı başarırken, Devler Ligi’nde de çeyrek final biletini cebine koymayı bildi.
Peki, Ancelotti, Madrid’de neleri değiştirdi?
1-Denge, denge, denge: Ancelotti’nin takımlarında her zaman sağlamlık ön plandadır. Sihirli sözcüğü “denge, denge, denge” olan İtalyan, hem savunmada hem hücumda aynı balansı yakalamayı başardı. Bu sağlamlığı tüm takıma adapte eden Ancelotti, Madrid’in ligin en az gol yiyen üçüncü, en fazla gol atan birinci takım olmasını sağladı.
2-Topa sahip olma: Real Madrid’in alışık olmadığı oyun sistemlerinden biri de Barcelona ile aşina topa sahip olma felsefesi. Ancelotti öncelikle Mourinho döneminde oynanan uzun ve dikey toplarla doğrudan kaleye gidilen oyun anlayışına son verdi. Topun daha çok Madrid’de kalmasını sağladı ve bunda da başarılı oldu. Real ligde ortalama %60 gibi bir topla oynama oranı yakalarken, ligde şu ana kadar 13 bin 500 olumlu pas yaptı.
3-En iyiyi yakaladı: Takımın ideal 11’ini bulmak için önemli rotasyonlar yapan Ancelotti, istediği oyun düzenini yakalar yakalamaz bundan vazgeçti. Kalede Lopez’i tercih ederken, Carvajal, Marcelo, Pepe ve Ramos ile savunma dörtlüsünü tamamladı. Önlerinde ise Alonso, Modric, Di María hücumda ise Bale, Benzema ve Cristiano Ronaldo’yla ilk 11’ini tamamladı.
4-Xabi Alonso faktörü: İspanyol yıldız Xabi Alonso’nun zamansız sakatlığı Ancelotti’nin oyun planlarının gecikmesindeki en önemli noktalardan biri oldu. Xabi olmaksızın oyunu yönetmekte zorlanan bir Madrid vardı. Ancak onun dönüşüyle birlikte Madrid, 14 galibiyet ve 3 beraberlik aldığı bir seri yakaladı. Şampiyonlar Ligi’nde 3 galibiyet, 1 beraberlik, Kral Kupası’nda ise 5 galibiyet elde etti. Ancelotti onun dönüşüyle 26 maçta yenilgi yüzü görmedi.
5-Atmosferi sağladı: Mourinho’nun soyunma odasında yarattığı huzursuzluğu gidermekle işe başlayan Ancelotti, onların daha rahat ve kendilerini ifade edebileceği bir atmosfer sağladı Oyuncularla ilişkilerini sıcak tutarken, Zidane gibi bir ismi de yanına alarak otoritesini daha güçlü bir hale getirdi.
6-En iyi üçlüyü buldu: Ligde takımının 76 gol atmasını sağlayan Ancelotti, hücum hattında Benzema, Bale ve Cristiano ile inanılmaz bir üçlü yakaladı. BBC adı verilen bu üçlü ligde tam 49 kez fileleri havalandırarak takımın gol yükünü çekti. Madrid ligde 2,8 gibi bir gol ortalaması yakalarken, rakip ağlara 32 dakikada bir gol bıraktı.
7-Herkese şans tanıyor: Madrid gibi bir şablonu yönetmenin kolay olmadığını bilen Ancelotti, takımdaki tüm bireylere şans vermesiyle biliniyor. Genç oyuncularına inanan Ancelotti, Ronaldo’nun yokluğunda Jese’den maksimum performans almayı başardı. Bunun yanı sıra Isco ve Illarramendi’nin eski formundan uzak olmalarına rağmen maçlarda onlara da zaman vermeye devam ederek tüm oyuncularına forma hazır mesajı vermeyi başardı.
8-Kaybetmek yerine puan almak: Ancelotti, 27 haftalık maratonda kazanamayacağı maçlardan en az bir puan almayı bildi. Osasuna, Bilbao, Atletico Madrid gibi maçlarda kaybetmeye çok yakınken sahadan beraberliklerle ayrılmayı başardı. Bu da Ancelotti’nin şampiyonu belirleyecek yolda kaybetmekle berabere kalmak arasındaki farkı açıkça ortaya koydu.
9-Omurgayı değiştirdi: Ancelotti takımdaki çalışma arzusunu değiştirdiği gibi Madrid’de yüzlerin yeniden gülmesini sağladı. Mourinho dönemindeki keyifsiz ve asık suratlar yerini hırslı ve istekli oyunculara bıraktı. Takımın omurgasını gençleştirerek değiştiren Ancelotti, Madrid’e yeni bir nefes kattı.
10-Her zaman planlı: Oyuncularını her zaman hazır tutmak için sürekli planlarla yaşayan Ancelotti, önlerindeki 90 dakikadan başka bir şey düşünmemelerini istiyor. Futbolcularına tribünleri ve önlerindeki 90 dakikayı işaret eden Ancelotti, “sadece kazanarak buradan ayrılın yada oyununuzla herkesi yenin” motivasyonundan hiç vazgeçmiyor.
Paylaş