Paylaş
Madeira’nın dar sokaklarından, Real Madrid serüvenine kadar uzanan yolda birbirinden zorlu aşamalardan geçen Portekizli yıldız, kariyerini tek bir karar yüzünden bitirmek üzereydi ancak onu sevenler buna imkân vermedi…
İşte New York Times yazarı Sam Borden’in kaleminden Cristiano Ronaldo;
Madeira yollarındayım… Rio de Janeiro’nun favelalarından farksız, hangi mahalleden geçsem aynı hisse kapılıyorum. İki adam Santo Antonio kasabasının barında oturmuş, Cristiano Ronaldo hakkında konuşuyorlardı. Ancak konuştukları konu Real Madrid’in yıldızı değildi. O topraklardan çıkan ve futbol hayatını neredeyse bitirme noktasına gelen gençten bahsediyorlardı.
Cristiano Ronaldo'nun vaftiz babası Fernando Sousa'nın anlattığına göre, Portekizli yıldız o zamanlar genç bir çocuktu. Ve Atlantik İncisi olarak bilinen adanın verdiği sessizlik ve huzuru kaybetmek istemiyordu.
Yıldız futbolcu 12 yaşındayken onu Sporting Akademisi’ne yazdıran Fernando Sousa, ailesini de bu konu hakkında ikna eden kişiydi. Ancak Ronaldo’nun birkaç aylık Sporting Lizbon macerasının ardından adaya geri dönmesi Sousa’yı harekete geçirdi. Oysa Ronaldo'nun memleketinde olmaması gerekiyordu. Sporting'le yaptıkları anlaşmaya göre yılda birkaç kez evine gitme hakkına sahipti ancak kısa sürelerle bu ziyaretleri gerçekleştirebilirdi. Sousa arabasına bindiği gibi Ronaldo ve ailesinin yaşadığı üç odalı eve gitti.
Futbolu her şeyden çok seven, top olmadan bir yere gitmeyen Cristiano Ronaldo mutlu değildi. Komşuları Ludgero Castro bile ,”onu ders kitabı futbol topuydu” diyen tanıklardan biriydi.
Ancak Ronaldo gittiği Lizbon’da huzurlu değildi. Bahçıvanlık yapan babası Jose Dinis, annesi Dolores ve kardeşilerini özlüyordu. Kuzenleriyle kurbağa yakalamayı, renkli evlerle dolu sokakların verdiği o hissi ve mahallesini unutamıyordu. Akademide aksanı yüzünden dalga geçilmesi ise Ronaldo için özlemin dışında bir diğer zorluktu.
Ne Sousa, ne de baba Jose Dinis genç yıldızı ikna edemiyordu. Ve bu görev anne Dolores’e düştü. Çünkü Ronaldo annesi ne dese yapardı. Ve Ronaldo ikna oldu. Hemen arabaya bindirilen Portekizli havaalanına götürüldü. Onun için çok zordu ama başardı.
Barın yanındaki futbol sahasının girişinde genç Ronaldo'nun Andorinha formasıyla çekilmiş fotoğrafı asılıydı. Şimdilerde ise bu küçük adanın tamamı Ronaldo'yla kaplı. Havaalanına indiğinizde bile sizi ilk selamlayan Cristiano Ronaldo oluyor. Bilboardlar onun resimleriyle dolu… Taksiciye “Ronaldo turu” demeniz yeterli. Büyüdüğü mahalle Bairro Quinta Falcao'daki kafede Ronaldo’nun giydiği tüm formalar ve her yıl orada çektirdiği bir fotoğrafı görebiliyorsunuz. Barmen, Ronaldo’nun ailesiyle birlikte hala mekana geldiğini ve en sevdiği balık yemeğinden yediğini söylüyor.
Ronaldo’nun kardeşi Elma, adada yaşamaya devam ediyor. Elma, Portekizli yıldızın zaman zaman saklanacak bir yer aradığında adaya döndüğünü ancak insanların sürekli ondan bir şeyler istemesinin onu rahatsız ettiğini söylüyor. Gol makinesi, adaya son gelişinde kendi ismini taşıyan müzenin açılışına katılmış.
Ronaldo’nun kazandığı tüm kupalar ve ödüller burada sergileniyor. Formalar, Ronaldo'nun çocukluk fotoğrafları ve hat-trick yaptığı maçlara ait toplara kadar oldukça geniş bir koleksiyon… Ronaldo'nun gençler takımıyla kazandığı kupa bile müzede sergileniyor. Müzenin idaresi ise Ronaldo'nun kuzeni Nuno Viverios ait.
Madeiralılar, Cristiano Ronaldo’ya sonsuz bir güven duyuyorlar. Onlar, şimdilerin dünyaca ünlü yıldızı Cristiano Ronaldo’yu değil, Andorinha'yla kaybettiği maçlardan sonra ağlayan, diğer çocuklara göre topun ayağına nasıl yakıştığını ve adadan gitmek istemediği günleri hatırlıyorlar.
Paylaş