Paylaş
Almanya U-17 Milli Takımı’nda forma giyen Koray Günter, Koray Kaçınoğlu, Kaan Ayhan, Robin Yalçın, Emre Can, Samed Yeşil, Levent Ayçiçek ve Okan Aydın’ı listesine alan Avcı, bu oyuncuları milli takıma kazandırmak için bir dizi girişimlerde bulunacak. Buraya kadar her şey güzel ancak Avcı’nın sözlerinde bir nokta var ki bizim en büyük eksikliğimizi gözler önüne seriyor.
“Çocukların kararını aileleri veriyor”
“Çocukların kararını aileler veriyor. 20–26 Ocak tarihleri arasında Almanya’ya gidip, gençlerle psikolog eşliğinde görüşmeler yapacağız. Kendi Milli Takımımız’a ne kadarını kazandırabilirsek bizim için kar” diyen Avcı’nın ilk cümlesi Türkiye olarak yeteneklerimize ve onların ailelerine ne kadar sahip çıkabildiğimizin en büyük göstergesidir.
Geçmiş yıllarda da bu oyuncular gibi birçok yetenek “ülkemiz bize sahip çıkmadı” dediğinde kabul etmeyenler bugün bu oyuncuları kazanmak için her şeyi yapıyorlar. Peki, bu oyuncular A Milli takımda oynamayı kabul ederler mi? Bence etmezler, etmemeliler de… (Bu cümlemden sonra sakın beni “vatan haini” falan zannetmeyin. Ben sadece beyinlere “neden gelmesin diyor bu adam?” sorusunu yerleştirmek istiyorum.)
Çocukların kararını aileleri verdiği sürece zaten bu imkânsız. Alman profesyonelliğiyle büyümüş bu gençlerin önünde Mesut Özil gibi bir örnek varken ve A milli takımımızı tercih etmiş oyuncuların bugünkü durumları ortadayken tercihlerini Almanya’dan yana kullanmaları kaçınılmaz bir son olacaktır. Yıllar yılı Mesut Özil gibi bir yeteneği göremeyen bir zihniyetin Real Madrid ve Alman milli takımında gösterdiği performans sonrası şakşakçılığa soyunması da içimizdeki futbol “entelektüellerinin” ne kadar zayıf olduğunun somut bir kanıtıdır.
Samed Yeşil’i Arsene Wenger istiyor
Geçtiğimiz yıl “Samed Yeşil’i Arsene Wenger istiyor” haberini yaptığımda kaç kişi Samed Yeşil kim diye sordu? Kaç kişi bu çocuk ne yapmış? Böyle bir Türk çocuğunu biz göremezken elin Fransız’ı nasıl gördü diye kendi kendine sordu?
Yeni bir jenerasyon istiyorsak Alman-İspanyol-İtalyan vb… modeller peşinde koşacağımıza içimizdeki yetenekleri kazandığımız, onları eskilerin tabiriyle “Alamancı” yapmayacak bir modele ihtiyacımız var. Elbette bunun yolu öncelikle spor akademileri ve alt yapı okulları kurmamızdan var olanları da profesyonelleştirmemizden geçiyor.
Kendi Özillerimiz, Samedlerimiz ve nice yeteneklerimiz için “AVCI” olmaya gerek yok!
Paylaş