Paylaş
Dünya Kupası'nda yarı finalistler belli oldu. Tam manasıyla 'kupanın dört ası' portresi ortaya çıktı. Brezilya-Almanya ve Arjantin-Hollanda... Ne ki bu şaşalı isimler bu basamağa çıkarken hepsi bize futbol ziyafeti sunmadı. Misal Arjantin izleyenlere kan aldırdı! Hollanda'dan ise kan aldılar! Çeyrek finalden penaltılarla yarı final bileti ala tek takım oldu Portakallar. Önce zulüm ziyan maçından lafa girelim...
Evi barkı Messi üzerine yapan Arjantin, bir kez daha sıçradı. James Rodriguez'in koluna konan ama onan faydası olmayan çekirge Arjantin'e iltihak etmiş anlaşılan!
Hep Maradona ile kıyaslıyorum ancak neylersiniz ki bu Arjantin de onun Arjantin'i anımsatıyor. 90 Dünya Kupası'nda Brezilya'yı elediklerinde tek pozisyonla bu işi becermişlerdi. Tahmin edersiniz ki o pozisyonu da Maradona yaratmıştı. Belçika karşısında dün de Messi, sazı eline aldı ve pozisyonu olgunlaştırdı. Di Maria'nın ayağından ve rakip defanstan ortak yapım bir asistle Higuain da düşünmeden vuruş yapma becerisiyle golü buldu. Onun dışında ne siz sorun ne de ben anlatayım. Zaten Di Maria da Neymar gibi kupayı kapatınca Messi'ye eşlik edecek pek kimse de kalmadı. Yarı finalde 'Tanrı'ya fazlasıyla iş düşecek.
Messi'nin oyunda fazla görünmediği eleştirilerine kontra atakla cevap veriyorum. Evet en uçta Messi daha az göründü ama kendisine 'gizli görev' tevdi edilmişti. O, oyun kurucuydu dün. Yine de son anlarda kaleciyle karşı karşıya kalmayı da başardı ama Courtis La Liga'dan kalma hesabın kapanmasına izin vermedi ve Arjantinliden gol yememe yeminini bozmadı. Laf kaleciye gelmişken Arjantin file bekçisi Romero'nun giyim kuşamını hiç beğenmediğimi söylemek isterim. Kaleci kazağı kaleciye ayrı bir karizma katar. Romero'nun kazağı benim çarşıda giydiğim tişörtten hallice. Biri Romero'ya 'Ye kürküm ye'nin manasını öğretsin!
Ve Belçika... 'Gizli favori' büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Sarhoş atlar gibiydiler sahada. "Bu maç bağlanmış" diye biri ayağa fırlasa "Sen ne diyorsun birader" diyecek kimse olmayabilirdi. İlk dört maçın o coşkulu takımından eser yoktu. Ne oldu size? Daha bir şey olmadınız ama siz olmuş kadar havalarına gark etmişsiniz. "Gelecekte bu takım çok iş yapar" klişesi kadar tehlikeli bir 'gazlama' yoktur. Futboldan dün yok diyenlere ben de futbolda yarın da belirsizdir diyerek 'büyük laf' edeyim(!)
Kötü bir çeyrek finaldi ve daha fazla yan pas yaparak sizi de bayıltmıyayım...
Zaten kupada hep gece mesaiyeye kalan futbolseverler güzel maçlara şahitlik etti. Bunda hava ve saat şartları da etkili oluyor galiba. Çünkü bizim saat 19.00'da izlediğimiz müsabaka Brezilya'da saat 13.00'te oynanıyor. Bu memlekette bu saatte amatör maçlar oynatılır. Yüksek nemden ötürü Hollanda-Kosta Rika maçı da rölantide seyretti ilk 45 boyunca. El enselerle geçti bir nevi de. İkinci yarıyla birlikte özellikle Portakallar, "Favori olan benim hasılı millet benden bir şeyler bekliyor" diyerek, yüklenmeye başladı. Ve bu 120. dakikanın son düdüğüne kadar da sürdü. Hele ki Arjen Robben! Birader Benjamin Bottom mısının nesin? 30 yaşında ben yürüyüşü bıraktım sen 120. atağına yeltendi! Bunlar iyi meziyetlerin lakin şu bizim mahalle maçlarında 'cumburlop' dediğimiz türden penaltı noktasını görür görmez kendini atmalar falan... yakışmıyor. Bu hal ve hareketlerinle sana sosyal medya sözlüklerinde bir madde açtım.Robben: Hollandalı penaltı sanatçısı.... 'Arif Robben' benzetmeme ise 'Burak Robben' diye karşı çıkanlar oldu(!)
117. dakika ali 119. dakika arasında Kosta Rika, Hollanda'yı titretti. O kadar baskıyı savuşturup neredeyse fişi çekiyordu ama olmadı.
Sosyal medya Kosta Rika'ya ağıt yaktı. 'Ordusu olmayan' Kosta Rika için 'İşte ordu işte Kosta Rika' tezahüratları bile yapıldı(!). ABD kalecisi Tim Howard'ın Belçika karşısındaki performansından sonra savunma bakanlığına getirilmesi önerilmişti. Bu durumda Navas da bir gün kurulması elzem olursa Kosta Rika ordusunun genelkurmay başkanı olsu! Yanarım yanarım Navas'a yanarım. Heykeli dikilesi bir performans ortaya koydu. Ama ne oldu? O 120 dakika sayısız top çıkardı fakat penaltılara giden maçın kahramanı ise 120 dakikanın son saniyesinde oyuna giren Hollanda'nın yedek kalecisi Krul oldu! Van Gaal, maçın penaltılara kaldığını anlayınca 'daha iyi kurtarır' dediği Krul'u oyuna aldı. Bu hamlesi dahiyane olsa da nedense sosyal medyada büyük hocaya yakıştırılmadı. Fakat van Gaal'in öngörüsü tutu. Krul, 2 penaltı çıkarırken Navas tek bir top çıkaramadı. Navas için gözlerim nemlenirken, atışlar sırasında yaptığı 'çamurluklarla' Krul'a Can Yücel'den bakiye küfürlerle sövdüm saydım, bilesiniz!
Anlayacağınız Hollanda Krul kararıyla geçti!
Penaltı atışlarında sosyal medyada bir de Fenerbahçe-Galatasaray rekabeti peyda oldu. Kanaryalar "Kuyt ne güzel vurdu, turu o getirdi" derken, Arslanlar da aynı iddiayı Sneijder için dillendirdiler. Kuyt maç boyunca bir 'görev adamı' olarak alın terini sonuna kadar akıttı. Saygı duyulası bir özveri. Helal olsun... Sneijder ise adını 'Direkder' yapsa yeridir. İki müthiş vuruşu Navas'ı da geçti ama direklerde patladı. Yoksa bu destansı maç çok daha önce biterdi.
Bu 'üç beş milyonluk' Kosta Rika'nın Brezilya'da hayret edenler, gördünüz mü? İş yürekte, yürekte... Ahmet Kostarika'ya da son bir selam olsun...
Kosta Rika'nın elenmesine üzüldüm ama onu eleyenin Hollanda olması da acımı bir nebze olsun hafifletti. Artık bu Hollanda kupayı kazandırsın ki dört kare astan en sempatik olanı....
Bugünlük de bu kadar...
Paylaş