Gülüm benim

BEŞİKTAŞ, mart ayını devirmeden Kasımpaşa ile küsmeseymiş iyi olurmuş.

Haberin Devamı

Dünkü havada Olimpiyat’taki maçı oynayanlar ve izleyenler başvursa Anayasa Mahkemesi ‘hak ihlali’ni sabit bulur valla! Ellerim titreyerek ve ekranıma düşen yağmur damlalarına çalımlar atarak bu yazıyı kaleme aldım ey okur bilesin...
Neyse ki ilk yarıda sahada ısıtan bir mücadele vardı. Es Es daha serinkanlı ve köşeli oynarken Beşiktaş doğaçlama -özellikle Töre kanadında- bir nizama sahipti. Arzulu ama arzusuyla örtüşen bir senkronizasyonu yoktu. Bazen birbirlerini bile bozduklar. Kanatlar çalıştı ama ‘gol ayağı’ eksikti.

RİSK LİMİTİ ARTTI
ADI nöbetçiye çıkan Ömer, ilk 11 yükünün altında ezildi sanki. Jones, ilk maçına göre hevesli başladı ama giderek düştü. Pozisyonu itibarıyla daha isabetli bir pas yüzdesiyle oynaması da şart. Serdar ise tahammül sınırlarını zorluyor. İlk devre ayağa oynamaya çalışan konuk, ikinci devre kontra kokladı. Bilic son yarım saatte risk limitini artırdı. Jones-Holosko değişikliğiyle orta alanda direnç kaybını göze aldı. Merkeze çekilen Töre, hareket getirdi ama bereket katmadı çünkü malum olduğu üzere topu çok sevdiği için ayağından erken çıkarmaya kıyamıyor (!)

Haberin Devamı

FUTBOLUN UTANCI
SİYAH beyazlıların iyi niyetine söz yok. Evet bir ‘kolejli ahlakı’yla oynuyorlar ancak bu yetmiyor işte. Arada okulu kıran bir serkeşe ihtiyaç var.
Bilic, Boral’ı değil de Kerim Frei’ı alınca Töre, Olcay’dan boşalan sol kulvara geçti. Ve gol de onun gönderdiği ortayla doğdu. Ersan’ın golü atması sorumluluk üstlenme bilincinin eseriydi. Golü hayati, sevinciyse görkemliydi. Tribünle paylaşılan sevince kart göstermek futbolun utancıdır. Almeida ve Atiba’nın yokluğunda Bilic, kalibresi düşük bir kulübeyle çıktığı maçtan kritik galibiyeti çıkardı. 3 puanı hak ettiler.

Yazarın Tüm Yazıları