Paylaş
İlk yarının tablosu şuydu: Sahada yekpare bir Kasımpaşa varken karşısındaki Beşiktaş darmadağınık. Sol kanat yine evlere şenlik. Yenilen iki golde de buradaki kademe eksikliği başroldeydi. Elbette ilk golde Cenk’in tereddütü büyük hataydı. Sağ kanat daha işler görünüyordu ama orada az adam kaçırılmadı öyle ki Sivok, Hilbert’e o da Holosko’ya ‘fırça’ atmak zorunda kaldı bir ara.
Beşiktaş adına beraberlik golü esasen aldatıcıydı. Niang’ın defansı düşürmesi ve Olcay’ın müthiş plasesi... Gol iki bireysel hareketin ürünüydü yani.
Paşa, ilk bölümü üç farkla bitirebilirdi. Uche, sürekli kanat değiştirip Kartal’ın dengesini altüst etti. Ernst, takımını harika yönlendirdi. Paşa’nın bastırdığı anlarda Kartal, uzun fakat gayesiz toplar çıkardı. Niang, geri gelip oyun kurmak zorunda kaldı zaman zaman. Aybaba, geçen haftaki gibi yine ilk yarı bitmeden Emre’yi oyundan alıp cezalandırdı. Yerine Necip’i alıp, Ersan’ı sola Toraman’ı da stopere çekti. Böylece güvenlik tedbirlerini ve mücadele gücünü artırmayı istedi.
Belli olmuştu zaten
AYBABA, ikinci 45’e Holosko’yu soyunma odasında bırakıp Almeida’yı alarak girdi. Slovak’ın sağdaki işini ise Niang görecekti. Bu değişiklik hemen sonuç veriyorduki Almeida’nın kafası direkte patladı. Beş dakikalık ablukayı Paşa, pas yaparak kırarken kontraları da kollamaya başladı. 60’tan sonra riski artıran Beşiktaş, beraberlik pozisyonlarını harcarken giderek de kırılganlaştı. Siyah beyazlıların ikili mücadelelerde sinirlenmeye başlaması Paşa’nın son darbeyi vuracağının da habercisiydi adeta.
Aybaba’nın takımı dün skoru çevirme arzusuyla telaşı birbirine karıştırınca kaybetmekten kurtulamadı. Rakibin direncine sinirle değil, sakin kalarak karşı koyabilirlerdi oysa. Trabzon’da cesur davranmayan Beşiktaş, şampiyonluğa cüret etmediğini dün akşam bir kez daha altını kalınca çizerek ilan etti...
Paylaş