Paylaş
"Ya insan gelip bana sormaz mı 'ne oldu' diye?" Bu ifade Çek Cumhuriyeti maçı öncesi düzenlenen basın toplantısında Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim'e ait.
Yani Terim, muhabirin kendisini arayıp şu soruyu sormasını istiyor: "Hocam, Gökhan Töre'nin silah çektiği Hakan Çalhanoğlu ve Ömer Toprak, gerçekten sakat olduğu için mi yoksa Töre'yi kadroya aldığınız için mi milli takıma gelmediler." Ve Terim, bu soruyu, memleket, her daim olduğu gibi, yine 'kritik günler'den geçerken, yanıtlayacak. Böylece Terim'in öfkelendiği basın toplantısında doğruladığı olay, maçtan bir iki gün önce onun ağzından gazetelerde yer alacak!
"Bana sorsaydınız" diyen Terim, bizi bunun böyle olacağına inandırmaya çalışıyor. Açıkçası böyle bir memleket ortamını ben de temenni ederim fakat bunun böyle olmadığını da herkes biliyor ki Terim, Letonya maçı öncesi düzenlediği basın toplantısında kendisine sorulan gayen makul bir soruya yanıt verirken, sınırlarını da kamuoyu önünde çizmiş oluyor.
DURAN TOPTAN ŞİKAYETÇİ OLMAYAN YERLİ HOCA VAR MI?
Letonyalı gazetecinin sorusu: "Kornerlerden yediğiniz goller üzerine çalışıyor musunuz?"
Terim'in cevabı: "Sadece gol yemek için idman yapıyoruz! Bu sizin için bir avantajsa maç için takımınıza söyleyin."
Evet, makul bir soruya verilen alaycı bir yanıt! Oysa ki Letonyalı gazeteci ülke futbolumuzun kronik bir sorununa dikkat çekiyor: Duran top!
Hangi yerli hoca yoktur ki "Yine bir duran toptan gol yedik" lafını etmiş olmasın! Ve yine hangi yerli hoca yoktur ki "İdmanlarda hafta boyu duran top çalıştığımız halde golü yine bir duran toptan yedik" dememiş olsun...
Terim de pekala "Yaramıza tuz bastın" diyerek, Letonyalı gazeteciyi yanıtlayabilirdi. Ama hayır! Soruyu beğenmediği gibi gazeteciyi nasıl algıladığını da ikinci kez ortaya koydu. Gökhan Töre olayının maçtan önce gündeme getirilmesinin 'milli menfaat'le bağdaşmadığını söyleyen Terim, Letonyalı gazeteciyi de bizim gazetecileri koyduğu kefeye koyarak, "Takımınıza söyleyin" diyerek, 'embeded'leştiriyor.
Kendi işine karışılmasından hiç hoşlanmayan Terim, buna karşın bir gazetecinin haberini ne zaman ne şekilde yapması gerektiğini söyleyebiliyor.
Töre olayı 11 Eylül'de de Hürriyet'te haber oldu? "Silah yüzünden mi çağrılmadı?" manşetiyle verilen haber, -ki haber, milli menfaate de uygun düşerek, 3-0'lık İzlanda yenilgisi sonrası verildi(!)- aynı zamanda kamuoyu önünde sorulmuş bir soruydu. Peki Türkiye Futbol Direktörü bu soruya kendisini muhatap sayıp bir cevap verme gereği duydu mu, hayır! Bir tekzip var mı, hayır!
LETONYA TESADÜF MÜ DEĞİL Mİ?
Hoca özlü sözleri sever. Şunu da bilir o vakit: "Susmak onaylamaktır". 7 ve 8 Ekim'de Hürriyet'te yapılan Töre olayı haberleri, gazeteciliğin doğası gereği, maç öncesi yapılmayı gerektiriyordu zira milli takımın kadrosu açıklanmış. Töre uzun bir aradan sonra çağrılırken, bu kez Hakan ve Ömer yok! Elbette bu "Tesadüf mü" diye sorulur. Pekala bir başka gazete de bu ayrıntıyı fark edip haberleştirebilirdi. Hürriyet haber yapmasa bu kez kendi haberinin fikri takibini yapmamakla da eleştirilebilirdi.
İşin esası şudur: Geçmişte de olduğu gibi Terim bir kez daha medya ile gerilim yaratarak buradan takımına motivasyon üretmek istedi. Ne var ki bu defa bunun işe yaramadığını gördük ve Çekler de bizi yenip gitti. Şimdi bu akşam da Letonya'nın 2004'te bizi tesadüfen mi yoksa futbolun gerçekleriyle mi yenip yenmediğini göreceğiz!
Paylaş