Paylaş
Geçtiğimiz yılın rakamlarına bakıldığında Ocak-Şubat-Mart aylarını içine alan I. Dönem’de, evlenme oranı yüzde 7,9 arttı. Ancak buna karşın boşanma oranı da yüzde 5,8’lik bir artış gösterdi.
En dikkat çeken nokta ise boşanmaların evliliğin ilk aylarında yaşanması oldu. Evliliğin ilk 5 aylık döneminde boşananların oranı yüzde 40,3 olarak tespit edildi. Boşanma davalarının yüzde 29.1’i iki aydan az sürdü. Bu oran çiftlerin daha çok anlaşarak boşanma yolunu seçtiklerini gösteriyor.
GEREKÇE ‘GEÇİMSİZLİK’
116 bin 153 çiftin boşanma nedenini geçimsizlik oluştururken 85 çift zina, 35 çift hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ve 288 çift ise terk nedeniyle ayrıldı. Çiftlerin geçimsizlik nedeniyle boşanmalarının oranı yüzde 96.7. Özel boşanma nedenleri “zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığı” yasada sınırlı bir şekilde belirtilmiştir. Genel boşanma nedenleri “evlilik birliğinin sarsılması” ise yasada somut olarak belirtilmemiş ancak hakim tarafından takdir edilmesi öngörülmüştür.
6 AYLIK SÜRESİ VAR
Zina, evli erkek veya kadının eşi dışında üçüncü bir kişiyle bilerek ve isteyerek cinsel ilişkiye girmesidir. Bu durum, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış niteliğinde olduğundan diğer eşe boşanma davası açma hakkını verir. Zina yapan eş aleyhine boşanma davası açılabilmesi için bu eşin dava hakkı olan eş tarafından affedilmemiş olması gerekir. Zina nedeniyle boşanma davasının, boşanma nedeninin ( zinanın) öğrenilmesinden itibaren altı ay ve en çok zinanın yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde açılmış olması gerekir.
YARGITAY KRİTERİ BU DAVADA BELİRLEDİ
TELEFONDAN ZİNA OLUR MU?
Davacı koca, eşinin aynı işyerinde çalışan bir başka erkekle telefonla görüştüğü, telefonunda başka erkeklere gönderilmiş olan çeşitli içerikli mesajların bulunduğu ve başka erkeklerin arabasına bindiği gerekçesiyle dava açtı. Davayı gören yerel mahkeme, davalı kadının davranışlarının “zina” olarak yorumlanabileceğini ifade ederek çiftin boşanmasına karar verdi. Davalı kadın yerel mahkeme kararını temyiz etti. Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, söz konusu olayda davalı kadının “zina” yaptığına ilişkin yeterli kanıtın bulunmadığını belirterek; kadının aynı işyerinde çalışan bir başka erkekle telefonla görüşmesinin, mesaj göndermesinin ve bu kişinin arabasına binmiş olmasının “zinaya delalet eden davranışlar niteliğinde olmadığı ve bu nedenle zinanın sübut bulmadığı” kanaatiyle yerel mahkeme kararını bozdu.
GECEYİ BAŞKA EVDE GEÇİRMEK
Eşinin evden kaçarak geceyi bir erkeğin evinde geçirdiğini iddia eden davacı koca boşanma davası açtı. Davaya bakan yerel mahkeme davalı kadının geceyi başka bir erkeğin evinde geçirmesinin “zina” olarak yorumlanamayacağını belirterek davayı reddetti. Ancak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi davacı kocanın kararı temyiz etmesi üzerine “Davalının evden kaçıp geceyi başka bir erkeğin evinde geçirdiği anlaşılmaktadır. Bu durum, zinanın varlığı için yeterlidir. Zina kanıtlanmıştır. Öyleyse, istek doğrultusunda boşanmaya karar verilmesi gerekirken, değerlendirmede yanılgıya düşülerek davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır” şeklinde görüş bildirerek yerel mahkeme kararını bozdu.
OTEL ODASINDA BİR KADIN-BİR ERKEK
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, benzer bir karara bu sefer “bir kadınla aynı otel odasında kalan bir erkek” için imza attı. Kocası hakkında boşanma davası açan kadının davasını reddeden yerel mahkemenin verdiği kararı Yargıtay 2. Hukuk Dairesi “Zina, Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesinde düzenlenen özel boşanma sebeplerindendir. Zina, aynı zamanda kanunda düzenlenen ‘mutlak boşanma’ sebepleri arasında sayılmıştır. Eşlerden birinin zina yapması halinde diğer eş boşanma davası açabilir. Cinsel sadakat, evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulması sonucunda eşler için doğan yükümlülüklerden biridir. Belki de en önemlisidir. Zina sebebiyle boşanma davasında, davaya hakkı olan kadın veya kocanın boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay içinde dava açması gerekir. Somut olayda davalı kocanın, dava açılmadan önce ve davanın devamı sırasında dahi başka kadınlarla birlikte otelde aynı odada kaldığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesinde yer alan boşanma sebebi gerçekleşmiştir. Davacı kadın, evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davasını zina sebebine dayandırdığına göre, bu sebebe dayalı olarak boşanmaya karar verilmesi gerekir.” gerekçesiyle bozdu. Yargıtay’ın kararı, yerel mahkemenin itiraz etmemesi nedeniyle kesinleşti.
FİİLEN ZİNA CEZASI
Davacı kadın, kocası ile ilişkiye giren kadın hakkında “kişilik haklarına zarar verdiği” iddiasıyla manevi tazminat davası açtı. Davaya bakan yerel mahkeme davacının manevi zarara uğramasının davalı ile ilgisi olmadığını, bir zarar söz konusu ise bu zararın evlilik birliğine aykırı davranan koca tarafından gerçekleştirildiğini gerekçe göstererek davanın reddine karar verdi.
YARGITAY KARARI BOZDU
Temyize başvuran davacı kadının talebini yerinde gören Yargıtay 4. Hukuk Dairesi kadının evli olduğunu bildiği halde davacının eşi ile duygusal ve cinsel ilişkiye girdiğini bu nedenle tazminat ödemeye mahkum edilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararını bozdu.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi bozma kararında, “Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesinde yer alan ‘Evlenmeyle eşler arasındaki evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar’ biçimindeki düzenleme gereğince, evli bir kimsenin evlilik dışı birlikteliği, diğer eşin sosyal kişilik değerlerine saldırı niteliğindedir. Bu eyleme, evliliği bilerek katılan kişi de diğer eşin uğradığı zarardan sorumludur. Davalı, davacının eşi ile evli olduğunu bilerek, duygusal ve cinsel ilişkiye girdiğine göre, Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince manevi tazminatla sorumlu tutulmalıdır.”
ÖDEMEYE MAHKUM
Yeniden görülen davada yerel mahkeme eski kararında direndi. Bunun üzerine davacı kadın davayı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na taşıdı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, “evli erkekler ile bu tür ilişki yaşayan kadınların” tazminat ödemesine karar verdi
Paylaş