Yaşadığı Dönemden Bezmişler Cemiyeti

HİKÂYEMİZİ tetikleyen hadise 1957 seçimleri.

Haberin Devamı

İktidardaki Demokrat Parti oy kaybına uğrayarak kazanmıştır seçimi. Bu oy kaybının neticelerinden biri de muhalefet ve basın üzerindeki baskının artması olmuştur.
Dönemin en önemli kitle iletişim aracı radyo, iktidarın güdümündedir ve muhalefet tarafından “borazan” olarak görülmektedir.
Başbakan Adnan Menderes 12 Ekim 1958’de Manisa’da yaptığı konuşmada muhalefete karşı bir “Vatan Cephesi” kurduklarını duyurur.
Ülke genelinde “Vatan Cephesi Ocakları” açılır, toplu katılımları teşvik için köylere yol ve cami sözleri verilir, “cepheye” katılmayan işadamlarının devletle iş yapamayacakları yollu tehditler gelir vesaire.
Tanıdık geldiyse de gelmemiş gibi yapın, devam edelim!
Bu “Vatan Cephesi’ne katılım” furyasında radyoya da mühim bir görev düşer.
Katılanların isimleri her gün radyodan teker teker okunmaya başlar.
Demokrat Parti bu uygulamanın katılımı arttıracağını düşünür fakat işin ayarının kaçması sadece uygulamaya duyulan tepkinin “roketlenmesini” sağlar.
Nasıl kaçırılır ayar?
Katılımlar şişirilmeye başlar mesela.
Muhalifler, bebekler, hatta ölüler bile katılmış gibi gösterilir, adları radyodan duyurulur.
10-20 dakikalık bültenlerle başlayan radyodan isim okuma hadisesi, her gün saatlerce isimlerin okunduğu bir tuhaf propaganda aygıtına dönüşür.
Hal böyleyken, devlet radyosunun parti propagandası için kullanılmasına tepki duyanlar tarafından 1 Aralık 1958’de bir dernek kurulur.
Avukat Bedri Çalışkur’un başkanlığını yaptığı derneğin adı şöyledir: “Radyolarda Partizan Neşriyatı ve Ajans Haberlerini Dinlemek İstemeyenler Derneği...”
Derneğin misyonu şöyle duyurulur:
“Radyodaki partizan neşriyatla mağdur edilen şahıslar dernek vesilesiyle teselli edilecek, asabı bozulan vatandaşlara tıbbi ve psikolojik yardımda bulunulacaktır. Bu vatandaşlarımız dernek vasıtasıyla derhal bir asabiye mütehassısına gönderilip gerekli tedavinin yapılması sağlanacaktır...”
Aynı dönemde Demokrat Partililer de hareketlenir. Konya’da bir grup partili toplu halde yemin eder mesela:
“Her gün Radyo dinleyeceğime ve Zafer’den başka (iktidarın hık deyicisi) gazete okumayacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
“Yettin gari radyo” diye yola çıkan dernek kurulduğu andan itibaren hem yoğun ilgi hem de baskı görmeye başlar. Kapatılır, açılır, mahkeme mahkeme gezdirilir.
Neticede “Devletin radyosuyla dalga mı geçilir ulen!” denilerek kitaba uydurulur, tamamen kapatılır, kurucularına da 3’er lira para cezası verilir.
Kıssadan hisse çıkarmak isteyen varsa, “bugünün borazanlarıyla” karşılaştırıp gülen/ağlayan çıkarsa engel olmayayım.
Amacım Murat Toklucu’nun şahane kitabından aktardığım bu hikâyeyle gününüzü biraz şenlendirmekten ibaretti.
Toklucu’nun gazete arşivlerini tarayarak hazırladığı “Türk Erkeği ve Diğer Mucizeler: Zihinler Altında 20.000 Fersah” adlı kitabında hem bu “meselenin” detaylarını, hem de çok daha fazlasını bulabilirsiniz.
Arşivden içinden hippiler, at yarışları, futbol efsaneleri, homofobi, vampirler, dolandırıcılar geçen bir derleme çıkarmış Murat Toklucu.
Okuyanda “60 yıl sonra da bugünün gazetelerine bakıp nasıl gülecek gelecek kuşaklar halimize kim
bilir?” hissi yaratan bir kitap çıkmış ortaya; ellerine sağlık...

Haberin Devamı

(Türk Erkeği ve Diğer Mucizeler, Murat Toklucu, İletişim Yayınları, 2014)

Yazarın Tüm Yazıları