Ucube mi aramıştınız?

UCUBE mi aramıştınız memlekette?

Dünkü Radikal’in manşetine bakmanızı öneririm.
Ucubeye geleceğim ama önce bir şaheserden bahsetmem gerekiyor.

Doğan Kuban, kendi alanında ancak “eşsiz” olarak tanımlanabilecek dev eseri “Osmanlı Mimarisi”nde şöyle not düşer:
“Eğer Sinan bir mimarsa, Mehmed Ağa bir heykeltıraştır.”
Doğan Kuban, mimarlık alanında çağdaş Türkiye’nin 1 numarası.
Sinan, tabii ki Mimar Sinan.
Mehmed Ağa da Sedefkâr Mehmed Ağa, Mimar Sinan’ın öğrencisi. 17’nci yüzyılda mimarbaşı mertebesine yükselmiş büyük bir sanatçı.
Kuban’a “Sinan mimarsa, Mehmed Ağa da heykeltıraştır” yazdıran eser ise İstanbul’un gözbebeklerinden Sultanahmed Camii’dir.

Sultan Ahmed’in (1590-1617) adına yaptırdığı görkemli cami öldüğü yıl bitmiş ve 3 yıl sonra buradaki türbesine defnedilmiş.
İmparatorluğun maddi açıdan zayıfladığı dönemde böyle büyük bir işe kalkışmasının öyküsü uzundur.
Geniş bir istimlak operasyonu için büyük paralar ödenmiştir mesela.
Mehmed Ağa, hocası Mimar Sinan’a karşı kendisini utandırmayacak dev eserinin hem içine hem dışına büyük özen göstermiştir.
Dünyada “Blue Mosque/Mavi Cami” olarak nam salmasını sağlayan İznik çinilerinin sayısı 21 bin 43’tür.
6 minaresi vardır ki; bunun hikâyesi daha başkadır.
Doğan Kuban, Sultanahmed Camii’nin konumunu, görkemini ve büyüklüğünü şöyle açıklar:
“Sultanahmed Camii genç sultanın kendisinden önceki bütün sultan yapılarını ve kuşkusuz Ayasofya’yı geçmek amacıyla ve İstanbul’un birinci tepesine Hıristiyan simgesi yerine bir Müslüman simgesi yerleştirmek isteğiyle başlatılmış olmalıdır.”

Sultanahmed Camii’nin temel kazısına 1609 Kasımı’nda belirlenen uğurlu saatte törenle başlanmış, dev eser 7 yıldan fazla süren çalışmanın ardından 1617’de yine törenle açılmış.
Tarihi Yarımada’da bir gerdanlık gibi uzayıp giden siluetin en kıymetli taşlarındandır. Seyrine doyum olmayan o manzaranın başrol oyuncularındandır.
Şimdi gelelim Radikal’in manşetine...

Ömer Erbil imzalı haberde kullanılan fotoğraf durumu özetliyor zaten.
Yüzyıllardır sahilden Sultanahmed’e bakanlar 6 minare görürken artık “6 minare 3 gökdelen” manzarasıyla karşılaşıyor.
Zeytinburnu’nda dikilen 3 gökdelen, 4 asırlık manzaraya yancı yazılmış, öylece duruyor.
Habere göre şikâyeti değerlendiren Kültür Bakanlığı durumdan rahatsız!
Bakanlığın görevlendirdiği Koruma Kurulu “Olmaz böyle şey!” demiş ama laflarının artık hükmü yok çünkü “o kurul” bir süre önce “kanun hükmünde kararname” marifetiyle tarihe karışmış bulunuyor!
İşin daha komiği (gülünecek bir şey yok, acı bir ifadeyle kafanızı sağdan sola, soldan sağa sallayınız!) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da durumdan rahatsız Radikal’e göre!

Dalga mı geçiyorsunuz Allah aşkına?
Camiye sırtını dayamış seyyar köfteci tezgâhından bahsetmiyoruz, dev gibi 3 adet kule söz konusu.
İş bu noktaya gelene kadar niye rahatsız olmadınız?
İnşaat devam ediyormuş, eder. Benim bildiğim Türkiye’de, benim bildiğim İstanbul’da o kuleler biter, durmaz, yenileri de dikilir.
Sorulduğunda da suratını ekşitip “Rahatsızım” der geçer, gider...
Bir İstanbul mitinginde, Sultanahmed Camii ile Zeytinburnu arasındaki Kazlıçeşme’de dev sahneye çıkan Başbakan Erdoğan kuleleri işaret edip “Bu ucuubeleeer!” diye söze başlarsa veya UNESCO “Gençler ne iş? Yine yamultmuşuz İstanbul’un tarihi mirasını?” derse ne olur, onu bilemem ama verilecek cevapları tahmin edebilirim:
“Sormayın efenim, biz de bir rahatsızız bir rahatsızız ki...”
Yazarın Tüm Yazıları