Tabela değişir kader değişmez

UYAR Madencilik’in Soma’daki ocağında 7 yıl önceki kazada Ali Kandemir 2 gözünü kaybetti, İdris Sarıkaya’nın vücudunda 42 parça çoklu kırık meydana geldi.

Haberin Devamı

İdris Sarıkaya 126 bin TL tazminat kazandı ancak şirketlerin sürekli el değiştirmesi nedeniyle hiçbir mal varlığı bulunamadı. Zor durumdaki Sarıkaya soruyor: “Şirket yetkililerinin kazadan sonra bize, ‘Ölseydiniz kurtulurduk, sakat kaldınız başımıza bela oldunuz’ dediği gibi ölse miydik?”

Arkadaşımız Banu Şen’in 3 Kasım 2014 tarihinde, kazadan 7 yıl sonra hazırladığı ve Ölmedik, 7 yıldır peşlerindeyiz” başlığıyla Hürriyet’te yayınlanan bu haberinin üstünden 4 yıl geçti.

Önce kazayı hatırlayalım.

31 Temmuz 2007’de, Soma’da Azyak Kömür Madencilik firmasına bağlı kömür ocağında, yerin 350 metre altında hatalı” dinamit patlatılması neticesinde 5 işçi yaralandı.

Kaza neticesinde gözlerini kaybeden Kandemir ve halen vücudunda 17 cıvata ile ve açık yaralarla yaşayan yüzde 48 bedensel engelli olarak hayata tutunmaya çalışan Sarıkaya hukuk mücadelesi başlattılar.

Haberin Devamı

Sarıkaya haberde belirtildiği üzere 126 bin TL tazminata hak kazandı. Kandemir’in bu haberden sonra sonuçlanan davasında da firma 1 milyon 76 bin TL ödemeye mahkûm edildi.

Peki, Banu Şen’in haberinden sonra ne oldu?

Hiç...

Koca bir hiç...

Aynı firmanın işlettiği Ermenek’teki madende 18 işçi hayatını kaybetti mesela....

O kazadan sonra olanları biliyoruz...

“Sorumlular bulunacak ve cezalandırılacaktır” nutukları...

Yüksek yüksek makamlardan namus ve şeref üzerine edilen yeminler...

Acılı ailelere sarılarak çektirilen ve servis edilen “Aman ben halkımın acısında ne kadar da yanlarında bir yetkiliyim” pozları...

Sonra?

Kendilerine bağlı müfettişlere soruşturma açılmasının önüne taş koyan, göğüs geren, bürokratik delinmez zırh olan bakanlıklar...

Ve tazminattan, cezadan türlü numarayla, riyakârlıkla, pişkin ifadelerle kaçtıkça kaçanlar...

Banu Şen’in 4 yıl önceki haberinde Sarıkaya şunları söylüyordu:

“Gitmediğimiz yer kalmadı. Türkiye’nin her yerinde bu kişilerin işyerlerinin izini sürüp takip ettik. Ancak bir sonuca ulaşamadık. Devlete de sesimizi duyuramadık. Bize o günden sonra sadece 4’er ton kömür verdiler. Ama bunu verdiler diye son maaşımızı kömüre kesmişler. Birkaç yıl sonra aynı şirketten kömür almaya gittim. Tonu 200 liraydı. 195 liram vardı. 5 lira için kömür alamadım. Orada isyan ettim, ağladım. Ben kömür için gözlerimi verdim. Ama sobamda yakacak kömürüm bile yok. Bu halimle bu adamların peşinde daha fazla koşmak istemiyorum...”

Haberin Devamı

Kazanın üstünden 11, bu yazıda alıntıladığım haberin üstünden 4 yıl geçti.

Neredeyiz?

Rezil bir yerde...

DHA, önceki gün Sarıkaya ve Kandemir’in mücadelesini haberleştirmişti yine:

“11 yıl önce yerin 350 metre altında kömür madeninde dinamit patlatılması sırasında meydana gelen kazada, madenciler Ali Kandemir iki gözünü, İdris Sarıkaya da iki ayağını kaybetti. Madencilerden Sarıkaya 2011 yılında sonuçlanan davada 126 bin TL, Kandemir ise 2015 yılında karara bağlanan davada 1 milyon 76 bin TL almaya hak kazandı. Ancak iki madenci de şirketin sürekli isim değiştirmesi nedeniyle tazminattan tek kuruş tahsil edemedi...”

Bir arpa boyu yol kat edilememiş.

Haberin Devamı

Şirket tabelası değişmiş, garibanın kaderi değişmemiş.

Bu gidişle bir 4 yıl daha, hatta 44 yıl daha da geçse değişmez...

Adalete gel eyy vatandaş!

Yazarın Tüm Yazıları