×
Soul Kitchen ve Fatih Akın
Paylaş
PAZAR akşamüstü. Yılbaşı öncesi alışverişe imkân sağlayan son tatil gününde sokakları doldurmuşuz İstanbul halkı olarak.
İstiklal Caddesi yılbaşı gecesi için antrenman yapıyor, öyle kalabalık.
İnsan selinin içinde atari oynar gibi slalom yaparak Hayal Kahvesi Bistro’ya doğru ilerlerken “O kadar kalabalık ki; Ertuğrul Özkök’ü görsem
şaşırmam Beyoğlu’nda” diye söyleniyorum.
Hayal Bistro’da özel bir geceye davetliyim.
Hayranı olduğum yönetmen Fatih Akın yeni filmi “Soul Kitchen”ı gösterecek, yemek yenilecek, laflanacak.
Başkasında görsem ayıplayacağım şekilde havalı hissediyorum kendimi elimde olmadan.
Filmin normal galası salı akşamı (yani bu akşam) yapılacak.
En azından filmi seyretmek için sabırsızlanan bir grup arkadaşıma karşı havam müthiş.
* * *
Mekâna bu hislerle girdim ve ilk olarak kiminle karşılaştım bilin bakalım?
Ertuğrul Özkök. Abidik gubidik müziklerden usanıp delikanlı gibi modern rock dinlemeye başlayınca enerjiyi de ikiye katladı tahminimce. Yoksa pazar akşamı Beyoğlu filan...
Rock’çı selamı verip birbirimize doğru ilerledik. “Arctic Monkeys aşkına! Sen bile buradasın. Çok mu kalabalık olacak yemek?” dedi kulağıma eğilerek. “Vallahi küçük diye biliyorum. Ama skalanın bir ucunda siz bir ucunda ben varsak ekibin epeyce genişlediğini düşünebiliriz. Bana kadar inmiş işte, siz hesaplayın. Gürleyen gitarlar rehberin olsun!”
Fatih Akın’ın olduğu bir ortamda birbirimizle uğraşacak halimiz yoktu. Hem davetliler arasında bütün tatlılığı ve huysuzluğuyla Tuğrul Eryılmaz da vardı; o hepimizle gerektiği gibi uğraştı.
Bu noktada tıraşı kesiyor ve notları aktarmaya başlıyorum:
* * *
1. Soul Kitchen bir dosta vefa ve veda filmi. Fatih Akın, Tepebaşı’ndaki Büyük Londra Oteli’nde kalırken 49 yaşında kaybettiği ve ustam dediği Andreas Thiel’in hatırasına saygı amacıyla çekmiş bu sıcak komediyi. Andreas bekleyip duran bu senaryoyu çekmesini çok istermiş.
2. Sıcak komedi dedim ama elbette daha fazlası var. Neler var mesela? İyi müzik, dayanışma ruhu, Fatih Akın’ın yaptığı her filmin üzerindeki yıldız tozu olan samimiyet, bol bol selam çakma ve saygı duruşu.
3. Ne gibi selamlar ve saygılar var peki? Benim gibi detay yakalayınca sevince boğulan saf ve temiz kalpli sinema meraklılarını mutlu edecek pek çok detay. “Blues Brothers” geçiyor filmin içinden, “48 Hours” geçiyor, 1980’ler ve slapstick komediler de geçiyor...
4. “Soul Kitchen” Hamburg’da. Ancak barda şehrin “konvansiyonel futbol takımı” Hamburg’un yerine marjinallerin ve azınlıkların medar-ı iftiharı FC St. Pauli’nin armasını görüyoruz. Filmden sonra “Aslan St. Pauli” dedim, “Herhalde” dedi Fatih Akın da. St. Pauli çok güzel yerdir, özlemişim onu fark ettim.
5. Filmin müzikleri şahane. Fatih Akın “plak manyağı” dediğimiz türden çıktı. Filmdeki “funky sound” bizzat kendi arşivinden çıkma. Müzik tarihinde geriye doğru sıçramalar yaparak caz civarlarında demir attığını söylüyor. Filmlerinde müziği kullanmasına bayılıyorum.
6. Hayal Bistro’daki geceye başrol oyuncusu Adam Bousdoukos da katıldı. Filmdeki adı Zinos. Gecenin ilginç yanı “orijinal Zinos”un da katılmasıydı. “Orijinal Zinos” Fatih Akın’ın Yunanlı sinemacı yakın bir dostu. Şakır şakır Türkçe konuşuyor ve “Asıl Zinos benim” diye geziyor; çok sempatik bir insan.
7. Birol Ünel neredeyse filmden bağımsız olarak parlıyor. Kemik hayran kitlesini ikiye katlayacağına eminim. Gördüğüm en şahane mesih tiplemesi.
8. “Soul Kitchen”ı bütün Fatih Akın filmleri gibi çok sevdim. Filmografisinde nerede duracak, ona işin ustası film eleştirmenleri çare bulsun. “Veda filmim” diyor Fatih Akın “Soul Kitchen” için. Neye veda? Ne vedası?..
9. Panik yok. Ama diyor ki “Artık çocuğum var, müzelik filmler yapmak istiyorum. Partileyen Fatih’e veda gibi bu film. Artık daha büyük filmler filan...” Eski bir Apaçi sözünü hatırlatma gereği duyuyorum: “Bünyeyi rock’n roll’dan çıkarabilirsin ama rock’n roll’u bünyeden çıkaramazsın.”
10. “Büyük film” deyince akla hemen Hollywood geliyor. Tekliflerin yağdığını tahmin etmek güç değil. Fakat Fatih Akın yönetmene alan tanımayan, para tezgâhının can sıkıcı şekilde döndüğü Hollywood’a gitmeyi düşünmüyor. O sisteme dahil olmak istemiyor.
11. Biraz çizgi roman konuştuk. Tenten seviyormuş. “Soul Kitchen”da efsane insan Demir Gökgöl’ün oynadığı tipin Kaptan Haddock’a benzerliği akla geliyor hemen. Tenten İstanbul’da filmini seyretmemiş, böyle bir filmin varlığı şaşırttı Fatih Akın’ı.
* * *
Gecenin sonunda iyi bir film seyretmiş, hayranı olduğu yönetmenle iki çift laf etmiş, hatta afişi imzalatmış bir filmsever olarak mutluydum.
Son sözüm bu akşam galaya ve şanslıysa “after-party”ye katılacak olanlara:
Tatlının sonrası da var.
Anladınız siz beni!
2010’a yatay geçiş
YIL 2010. Böyle söyleyince uzay çağındayız gibi oluyor ama hepimiz durumumuzu biliyoruz neyse ki.
Lafı uzatmayayım; biraz bataryayı şarj ederek girmek azmindeyim 2010’a.
2009’daki tek tatilimi bir rock festivalinde, normalde ineklere ait bir arazide yatıp kalkıp azarak geçirdiğimden şu anda sadece beyaz duvara bakasım filan var.
Fazla sürmez, biraz durup geleceğim.
Haberiniz olsun.
Her ihtimale karşı iyi seneler, Noel Babalar dilerim!
Paylaş
