Paylaş
Yaklaşık 850 bin kişi dizinin tüm bölümlerini yayınlandığı gün izleyip bitirirken, 4 günün toplamında 18.2 milyon kişi bu görevi tamamlamıştı!
Hemen belirteyim: Dizinin hayranları arasındayım ve üçüncü sezonu da çok beğendim...
Duffer Biraderler’in, yani Matt ve Ross Duffer’ın 1980’li yıllara saygı duruşu şeklinde gelişen sürükleyici fikri, hem kazanan hem de kazandıran dev bir makineye dönüşürken haliyle bazı başka tartışmaları da gündeme taşıdı.
İlk etapta kazananlar Duffer Biraderler, elbette Netflix ve elbette oyuncular...
İlk sezonda bölüm başına 20 bin dolar kazanan çocuk oyuncuların kazançları üçüncü sezonda bölüm başına 250 bin dolardan başlayıp, Eleven rolündeki Millie Bobby Brown örneğinde olduğu gibi, 300-350 bin dolara kadar yükseldi.
Çoğu potansiyel gişe canavarı olacak prodüksiyonlarda oynamayı garantiledi, ünlü markaların reklam yüzü oldu vesaire.
Ünlü markalara geldik madem, oradan devam edelim...
Milenyum kuşağına (1981-1996 arasında doğanlar) ve zihin haritasının peşinde koşmaktan bitap düşülen Z kuşağına (1997 ve sonrasında doğanlar) ürünlerini beğendirmek için her yolu deneyen markalar bu sezon Stranger Things’e hücum etti.
Bu sezonda 100’den fazla ürün ve 45 marka bir şekilde kendisini yerleştirmeyi başarmış vaziyette Stranger Things’e.
İlk günlerin rakamları doğrultusunda yapılan hesaplamalar toplam 15 milyon dolarlık reklam süresine denk gelecek şekilde ürün yerleştirmeyi işaret ediyor.
Birinci sırada dünyaca ünlü bir meşrubat var, sonrasında otomobilden elektroniğe, tişörtten ayakkabıya aklınıza gelecek hemen her türden ürün dizide beliriyor.
Netflix, bu yerleştirmelerin para karşılığında yapılmadığını, yapımcı Duffer Biraderler’in hikâye anlatım teknikleriyle ilgili olduğunu duyurdu, inanan inandı...
Kapitalizmin devlerinin kendilerini göstermek için yarışmaları elbette anlaşılabilir bir durum. Direkt hedef kitleye değdiği varsayılan über-popüler ‘Stranger Things’ markasına ilişmek için ekranda belirmeden de anlaşma yapan pek çok giyim firması vesaire var.
Bu arada dizi de kapitalizme karşı boş değil demek durumundayım. Dizide bir küçük kız çocuğunun ağzından masumane ve zekice kapitalizm değerlendirmesi duyduğumuz sahne de var, kirli politikacının ağzından dökülen kapitalizm övgüsü de...
Buna karşılık bir sahnede de parıltılı, şaşaalı sistemin aslında bir illüzyondan, zenginlerin ceplerine para çeken bir sahtekârlık düzeneğinden ibaret olduğunu duyuyoruz.
Kapitalizmin 1980’lerde ABD’de en güçlü enstrümanlarından biri olan bir AVM oturuyor Stranger Things’in “mekânsal başrol koltuğunda...”
Küçük esnafı tüketen AVM’ler bugün yenilgi harabeleri olarak yaşıyor ABD’de. Toplam sayıları 1100’e kadar indi. İnternet üzerinden yapılan alışverişe giderek boyun eğiyor AVM’ler ve bugün bir kısmı online satış sitelerinin depoları olarak hayatta kalırsa şanslı sayılıyor. Stranger Things’in kapitalizmle bolca göndermeli, eğlenceli, zihin jimnastikle ilişkisini incelerken bir araştırma düştü önüme dün sabah...
Amerikan gençliğinin yarısı, yüzde 49.6’sı sosyalist bir ülkede yaşamayı tercih edeceğini söylüyormuş. Milenyum kuşağı ve Z kuşağının sosyalist değerlere duyduğu ilgi hakkında yakın tarihlerde benzer başka araştırmalar da yayınlandı.
Sandık sadakatine sahip olmayan ve mesela 2020’de sandıkta büyük etkisi olmayacağı varsayılan genç kitle, mültecilere reva görülen muameleden sağlık hizmetlerinin ulaşılabilirliğine pek çok konuda devleti, statükoyu suçluyor ve değişim talep ediyor.
Şu anda çok etkili olmayabilir bu kuşak ve takip eden kuşaklar, ancak yakın gelecekte siyaseti onların talepleri belirleyecek.
O talepleri karşılayamayanlar da tıpkı AVM’ler gibi viranelere, boş ve hantal yapılara dönüşecek.
Pek yakında!
Ekranlarda ve dahi dünyanın kalan kısmında!
Paylaş