Paylaş
Bazılarının bayıldığı ve sofraya serpilen tabaklar gibi saatlerce yayıldığı, benim gibi bazılarının gereksiz, tuhaf, biraz görgüsüzce bulduğu bir uygulama.
Türk işi “brunch” veya masaya/kişiye özel açık büfe olarak değerlendirilebilecek uygulamanın faturası gidilen mekâna, seçilen ürün kalitesine ve tabak sayısına göre kişi başına 300 TL’yi bile aşabiliyor...
Serpme kahvaltıyı estetik veya “gastronomik” açıdan nasıl değerlendireceğiniz elbette siz kalmış ancak israfı tetiklediği kesin, kim yiyecek, bitirecek o kadar çeşidi?..
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül, dün okuduğum bir haberde durumu şöyle değerlendiriyordu:
“...Sadece serpme kahvaltı kültüründen dolayı (yıllık) 100 milyar lira civarında bir israfa sebep olunuyor. Toplam gıda israfı ise 214 milyar liraya tekabül ediyor...”
Rakamlar biraz izaha muhtaç gibi duruyor, toplam gıda israfının yarısına yakınını serpme kahvaltıya bağlamak konusunda pek ikna olmadım ama neticede büyük bir israf olduğuna eminim...
İsrafı hoş karşılayan bir kişi veya kurum yoktur elbette. Devletin yüksek kademeleri, sorumluluk hisseden kurumları kampanyalar düzenler, topluma bilinç kazandırmaya çalışır vesaire...
Mesela Diyanet İşleri Başkanlığı...
Bu konuda sık sık “İsraf, dini ve ahlaki bir iflastır” tarzı uyarılarda bulunur, cuma hutbelerini bu konuya ayırır.
Mesela Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş 2018’in haziran ayında Ordu’da israf konulu bir hutbe irad ederken şunları söylüyordu:
“...Bugün yeryüzünü kuşatan en büyük afetlerden birisi israftır. Bir yanda açlığın, yoksulluğun ve sefaletin pençesinde kıvranan milyonlarca insan varken, saçıp savurmak, ihtiyaç olmadan harcamak, eskimeden atmak hayati bir hatadır...”
Katılmamak mümkün değil herhalde öyle değil mi?
Hal böyleyken 2020 bütçesinde 16 bakanlıktan 8’ini geçen, yüzde 10’u aşan artışla 11.5 milyar TL’den fazla pay alan Diyanet’in dün haberlere yansıyan toplantı ve seminer harcamaları biraz aklımı karıştırdı açıkçası.
Ali Ekber Ertürk’ün “5 yıldızlı Diyanet” bağlığıyla Sözcü’de yayınlanan haberine göre kurum içi toplantı ve seminerler için Antalya’daki 5 yıldızlı otellere milyonlarca lirayı bulan ödeme yapılıyor.
Diyanet mal, mülk, tesis konusunda muhtaç bir kurum sayılmaz. Kendi tesisleri, konferans salonları var bolca.
Haber için görüşlerine başvurulduğunda tesislerin konferans salonlarında sorun olmasa da yatak sayısında yetersizlik olduğu, yapılan harcamaların da Harcırah Kanunu’na uygun olduğu söylenmiş.
Bütçe Diyanet’in bütçesi, denetimi de yapılıyordur...
Herhalde müftü eşlerine “Huzur Dersi” de verilen bu toplanmaları, 5 yıldızlı otel konaklamalarını, yemekleri israf olarak görseler yapmazlardı di mi ama? Bak şimdi, serpme kahvaltı derken nereye geldik?..
Paylaş