Nişantaşı’nda Serdar Turgut’la buluşmaya gittiğimde saat 12.03’tü ve önündeki Bakardi logolu bardakta beyaz bir sıvı durmaktaydı.
Hevesle sordum “Vayt raşın saati geldi mi?” “Hayır” dedi, önündeki roast beef’in kalan kısmını tek lokma halinde yutmaya çalışırken “Ayran içiyorum...” Oysa ben Big Lebowski tarzında (bir ölçek süt, iki ölçek votka ve üç ölçek kahve likörü) bir sabah açılımı yaptığını düşünmüştüm, hayallerim yerle yeksân oldu. Ben de bu durumda bir kahve söylemekle yetindim. ¡ Serdar ben gelmeden önce yemeğini bitiremediği için huzursuzdu. Bu huzursuzluğunun asıl nedeninin bu sene moda olan kadın çizmeleri olduğunu kavramakta gecikmedim. Görmüşsünüzdür belki vitrinlerde, bu sene kadınlar Eskimoların giydiği “mukluk”lara benzeyen çizmeler giyecek. Dar ve uzun seksi çizmelerin ardından, örneklerini “İki Çocuğun Dünya Seyahati” kitabının illüstrasyonlarında görebileceğiniz ‘mukluk’un gündeme gelmesi Serdar’ı umutsuz ve tehlikeli bir adam yapmıştı. Sakinleştirmek için, misyonerlerin ilkel kabile reisleri kendilerini öldürmesin diye yaptıkları gibi hediyelerimi sundum. Kitap, “Great Balls of Fire”ı kendi üreme organlarıyla ilgili yazdığını tahmin ettiğim Jerry Lee Lewis’in hayatını konu alıyordu ve adı “Hellfire/Cehennem Ateşi” idi. Kitabın ilk bölümünde Jerry’nin elinde tabanca ile zilzurna sarhoş halde Elvis’i öldürme planlayışı aktarılır yazar Nick Tosches tarafından. Serdar’ın elinde kocaman, balina avlamakta kullanabileceğiniz kadar büyük bir bıçakla oturduğunu düşünürsek, tedirginliğimi de anlayabiliriz. İkinci seçimim de pek akıllıca durmayabilir: “Faster Pussycat Kill! Kill!” Russ Meyer klasiğidir. Serdar’a “Bu kitap ve bu DVD’yi tedavi amaçlı da kullanabilirsin. Daha küçük bıçak kullanacağın bir şey, mesela bir tatlı ister misin?..” dedim. ¡ Tam bu sırada Salomanje’nin önünden bütün güzelliği ile Müjde Ar geçti. Serdar, Müjde Ar’a bakıp “Ben bu beyi bir yerden tanıyor olabilir miyim Kanat?” diye sorduğunda “O beyefendi Türk erkeğinin kollektif libidosunun temel taşlarından Müjde Ar! Aslında ben de Kanat değil, çizgi roman kahramanı Silver Surfer’ım...” demeyi düşündüm. Fakat garson arkadaş balina katillerinin kullandığı bıçağı masadan henüz kaldırmamıştı; susma hakkımı kullandım. Serdar da bana çok güzel bir kitap getirmiş. Jonathan Mahler’in “Ladies and Gentlemen, The Bronx Is Burning/ Baylar Bayanlar Bronx Yanmakta” adlı kitabı. 1977’nin New York’unu beysbol, politika ve mesela seri katil Son of Sam üzerinden anlatıyor. Serdar’la karşılıklı olarak ganimetlerimizle ilgilenmeye başladık. Bu arada, perşembe günü yazdığı “Dağ Gibi Adamdı” başlıklı yazısında da belirttiği gibi aşk hayatımı sıkıcı bulduğu için beni balina bıçağını savurarak öldürmeye de kalktı. Fakat bana savurduğunu sandığı bıçak, o sırada masamıza Serdar’ın hatırını sormak için gelen bir saat satıcısının ipek kravatının ucunu kesti. Adam panik halde kaçarken ben de Serdar’a son kez “Ya viski içelim ya sessizce dağılalım. Benim canım ya Tat-Bak’ta kebap ve lahmacun yemek ya da içmek istiyor” dedim. Serdar da şöyle cevap verdi: “Dağılalım ama sonra yine buluşalım. Seni kangal köpeklerime kahvaltı olarak sunacak kadar çok seviyorum Kanat...” ¡ Köşeye kadar beraber yürüdük. Bu sırada yanımızdan geçerken “Serdar Bey, Agent Provocateur’dan aldığım yeni kırbaç takımını nasıl kullanacağımı bilmiyorum...” diyen ve tahminimce manken olan genç kadına kaşkolunu öfkeyle havada sallayarak “Gelmeyin üstüme, sizi Rana mı yolluyor?” diye bağırdı. Ve ben o anda Serdar’la hayalini kurduğumuz seyahati gerçekleştirmenin zamanının geldiğini düşündüm. Serdar, ben, Michelle Pfeiffer ve Demi Moore, üstü açık bir otomobille Ohio’daki Star Trek Convention’ına (Uzay Yolu Fuarı) katılacağız. Planın gerçekleşmesi için Michelle’in, Demi’nin ve tabii Rana’nın ikna edilmesi gerekiyor. Fakat daha önemlisi ikimiz de otomobil kullanmayı bilmiyoruz. Neyse, hallederiz! Eve döndüğümde kediye Serdar’la geçirdiğim günü anlattım. Tepkisi kendisini balkondan aşağı atmak oldu. Sadece bir kat olduğundan kediye bir şey olmadı, kurtarma operasyonu sırasında şuurunu yitirmiş ayağına yatarak beni bir güzel tırmaladı ve eve girdikten sonra da tepkisini taçlandırmak için üstüme kustu. Kedi iyi, hayatım sıkıcı ve Serdar’la planlarımız var. Durum bundan ibaret.