Paylaş
Haber Türk, Zafer Samancı’nın geçtiği haberi “Kurtlar Vadisi gibi ev ödevi” şeklinde duyurdu ki; duruma bakılırsa gayet yerinde bir tespit.
Ancak habere bakıp “Yetişin komşular bayılıyorum. Fakat dikkatinizi çektiyse önceden haber verip bayılıyorum, o yüzden yetişin, şenlik yapalım!” tepkisi verenlere bir sorum olacak:
Ne o canımın içleri; Mary Poppins mi çekecekti çocuklar?
Olaylar şöyle gelişiyor.
Öğrenciler proje ödevi olarak film çekecek.
Filme “Operation Eagle” yani “Kartal Operasyonu” adını veriyorlar.
9’uncu sınıfa gelen bir öğrencinin yetiştiği yılları göz önüne alırsak “Operasyon” kelimesini, trafik polisinin beyaz eldiveni gibi algılıyordur herhalde.
Sütten kesilmelerinden İngilizce “Mistır end misıs bravn vent tu dı siisayd” cümlesini öğrenene kadar duymadıkları operasyon adı kalmadı, zaar.
“Balina”dan “Picasso”ya, “Paraşüt”ten “Bufalo”ya bir operasyon zenginliği içinde büyüdüler.
Mahallenin köpeği Çomar Abi’yi ikna edip çakma “Lassie” çekecek halleri yoktu herhalde.
Film 12 dakika sürüyormuş.
Gelen tepkiler üzerine okul yönetimi kaldırmasa bulup seyrederdik elbette ama bu durumda haberdeki özetle yetinmek durumundayız.
Mekân olarak okul kullanılmış. Koridorlar, müdürün odası filan.
Açılış sahnesinde polis rolündeki öğrenciler müdürün odasında bir uyuşturucu şebekesini çökertmek için toplantı yapıyor.
Silahlar kuşanılıyor, metruk bina basılıyor, uyuşturucu satanlar ve kullananlar yakalanıyor.
Ancak heyecan dolu film böyle bitmiyor.
Çete karşı saldırıya geçiyor ve “General” adı verilen polis şefini kaçırıp işkence etmeye başlıyor.
Polis yine şebekenin evini basıyor, “General” kurtarılıyor, ancak bu sırada bir polis memuru hayatını kaybediyor.
The End.
Fotoğraflarda silahlı, ful kostüm/ful aksesuvar çocukları görüyoruz.
İşkence sahnesinde bir arkadaşlarını (General) iplerle sandalyeye bağlamışlar vesaire.
Filmi de montajın ardından -kaldırılana kadar- okulun web sayfasında yayına sunmuşlar.
Bazı veliler “şırank!” diye bayılmanın eşiğine gelince olay duyulmuş, 4 müfettiş okula incelemeye gitmiş falan filan...
Seçim meydanlarından Meclis kürsüsüne, tartışma programlarından gazete sütunlarına, sokaktan trafiğe çocukların önüne koyduğumuz örnekler ortada.
Bağıran, gücü yeten, sindiren, ihbar eden, kendi çıkarını kollamak yolunda her türlü numarayı sergileyenler çağımızın kahramanları.
Yine de “Bak o filmler, diziler hap kadar çocukları ne hale getiriyor?” kolaycılığına kaçmak isterseniz...
Münir Özkul, Adile Naşit, Vahi Öz, Ali Şen, Cevat Kurtuluş, Mürüvvet Sim, Necdet Tosun filmleriyle yetişen kuşaklar olarak problemleri getirdiğimiz durum ortada.
Polat, Memati ve türevleriyle büyüyenlere bırakacağımız da neler olacak neyse ki görmeyeceğiz, di mi?
“Sound Of Music” mi çekecekti bu çocuklar, “Neşeli Günler” mi, “Şekerpare” mi, “Hababam” mı?..
Hey yarabbim!
Paylaş