Paylaş
Sezonun kalan kısmı için bir hareket noktası olabilecek, kaldıraç etkisi yaratabilecek türden bir maç
Mustafa Denizli elindeki “Rubik Küpü” benzeri bir oyunu andıran Galatasaray’ı yeniden toparlamak için epeyce uğraşmak durumunda.
İlk yarıda hantal, oyun planı çözülmüş ama herşeyden öte takımdaşlık ruhunu kaybetmiş Galatasaray’ı izledik.
Savunma sistemi bocalayan, hücumda yaratıcı hamle üretmekte zorlanan ola ki üretti (bakınız 8’inci dakika) eli ayağı dolaşan bir takım.
Buna karşılık Bursaspor’un özgüven kazanması ve rakibini kıstırması kaçınılmazdı.
Galatasaray’ın ilk 45 dakikayı gol yemeden tamamlamış olması kendi içinde bir mucizedir ama bu mucizede Muslera’nın ve elbette Bursaspor’un bitirici özelliğinin bulunmamasının etkisi büyüktür.
Galatasaray maçın ikinci yarısında bütün dağınıklığına rağmen maçtan kopmayarak ve yıpratıcı olmasa da baskısını sürdürerek yoluna devam etti ki; en büyük doğrusu da buydu.
TOZ PEMBE TABLO
BU ısrarın karşılığını maçın son düzlüğü ufukta belirmişken sahaların “çerçeve ustası” Podolski ile aldı sarı kırmızılar.
Yine Sabri-Podolski çıkışlı güzel bir organizasyonun Yasin aracılığıyla gole dönüşmesi ve yine Podolski’nin asistiyle Burak’ın bulduğu gol çok ama çok ihtiyaç duyulan galibiyeti getirdi.
Bu tabelada net duran galibiyet toz pembe bir tablo yaratmayacak, yaratmamalı da.
Ancak son yarım saatteki Galatasaray’ın vaat ettiği bir parlak gelecek olabilir ve bu noktada da Rubik Küpü artık Mustafa Denizli’dedir.
Paylaş