Paylaş
Yeni veya eşine benzerine rastlanmamış bir vahşilik örneği değildi bu ne yazık ki; hepimizin malumu...
Tepkiler büyüdü, yapanlar yakalandı, kanun uygulandı, para cezası kesildi.
Olaya tepki gösterenlerin dışında en azından “umursamaz” tavır takınanlar da çıktı elbette, diyecek “çok çift” sözüm var ama kendime saklayayım.
“İnsanlara neler yapılıyor? Onlara bak sen” şeklinde beyin ve vicdan devrelerini yakacak türden karşılaştırmalar için de aynı tavrı göstereyim; söyleyecek “çok çift” sözüm var ama kendime saklayayım...
Evet, canlılara eziyet edenlere uygulanan cezaların arttırılması lazım...
Evet, bu tiplerin yaptıklarının yanlış olduğunu anlayacakları ve bir daha böyle bir işe kalkışmayı akıllarından dahi geçiremeyecekleri şekilde hapis cezasına çarptırılmaları lazım...
Bir hayvansever olarak, hayatsever olarak olaya vereceğim duygusal tepkiyi dizginlemeye çalışmakta güçlük çeksem de bu maalesef gayet yaygın vicdansızlığın bir başka yönünü işaret etmeye, hatırlatmaya çalışayım.
BİZE ÖZGÜ DEĞİL AMA
Hayvanlara eziyet bize, bizim memleketimize özgü bir davranış değil.
Çoğunlukla cezasız kalması veya cezaların hafifliği, toplumun kayıtsızlığı belki buralarda daha yaygın olmasına kapı aralıyor ama elimde bir rapor, belge, doküman yok. Ancak başka belgeler, kanıtlar, araştırmalar, raporlar var.
Ve bu raporlar, araştırmalar, hayvanlara eziyet edenlerin çok önemli bir bölümünün benzer şiddeti gözlerini kırpmadan insanlara da uyguladıklarını gösteriyor.
Örnek mi?
Seri cinayet işleyen katillerin en meşhurları arasında yer alan isimler (Ted Bundy, Jeffrey Dahmer, Albert DeSalvo vb) çocukluk yıllarından itibaren hayvanlara işkence ederek, öldürerek “idman” yapmıştır.
SUÇA GİDEN YOLUN BAŞI
ABD’de neredeyse düzenli şekilde tekrarlanan “okulu silahla basıp önüne geleni öldürmek” eylemini yapan çocukların önemli bir bölümünün geçmişinde hayvanlara eziyet ettikleri (canlı canlı yakmak, bir başka hayvana öldürtmek, parçalamak) kanıtlanmış bir hadise.
İtalya’da mahkûmlar arasında yürütülen bir araştırmanın sonuçları yayınlandı 2016’nın mayıs ayında. Oradan aktarayım: “Farklı suçlardan mahkûm olan 537 kişi üzerinde yapılan araştırmada, bu kişilerin yüzde 87’sinin küçük yaştayken hayvanların öldürülmesine ya da kötü muameleye maruz bırakılmasına karıştığı belirlendi. Yüzde 64’ünün ise yetişkinlik döneminde hayvanlara eziyet ettiği tespit edildi. Cezaevlerinde yapılan araştırmanın sonuçları, daha önce bağımlılık tedavi merkezleri ve şiddet kurbanlarına yardım evlerinde toplanan verilerle de desteklendi...”
Canilerin, suç eğilimi bulunan bireylerin yolunun hayvanlara yönelik şiddetten geçtiği, hatta bu noktadan başladığı yeni ortaya çıkan bir gerçek değil, yıllardır biliniyor.
FBI KAYDA ALIYOR
Ama yeni yaklaşımlar, yeni
çözüm arayışları var mı?
Örnek mi?
Mesela FBI, 2016 başından itibaren hayvanlara eziyet edenleri de “potansiyel suçlu” veri tabanına “RESMEN” işlemeye başladı.
Tıpkı kundakçılar gibi, tıpkı cinsel istismarcılar gibi kayıt altına alıyor, takip ediyor.
Bildiğim kadarıyla sicillerine de işleniyor bu davranış bozukluğu ve bir nevi “sabıka kaydı” oluşturuluyor. Masum hayvanlara eziyet eden biriyle kim çalışmak ister?
Bu devirde, aklı, mantığı tamamen “attaya gönderdiğimiz” günlerde bu anlattıklarımın faydası olmayacağını ben de biliyorum.
Ama “tarihe not düşelim” denir ya; o hesap işte.
Hayvana eziyet edenin, göz yumanın, hafife alanın insanlığa faydası olmuyor, bilin istedim.
Ha, bir de elleriniz kırılsın e mi?
Bakın tutamadım kendimi yine...
Paylaş