Rock yıldızlarının “çılgın” hayatları, Elvis’ten hatta rock’ın atası sayılan yüce blues’cu Robert Johnson’dan bu yana merakla izlenir.
Bir nevi genetik miras olarak da bakılabilir bu duruma... Jim Morrison’dan Mick Jagger’a, Metallica’dan Guns’N Roses’a hemen her yıldızın, her topluluğun görkemli hikayelerinin ve büyüyen efsanelerinin temel harcında ahlaki dekadans (çöküş) görülebilir. Toplumların genel ahlak yapılarıyla ters düşen hareketler yapmak (sahnede mastürbasyon, turnede konaklanan oteli yakmak vesaire) normal gelişmelerdir. Bu konuda ahlakçı bir yapım yoktur. Genelde ortaya konan mala bakarım. Müziği severim ve Mick Jagger’ın sözünü kulağıma küpe ederim: “Biliyorum, bu yalnızca rock’n roll, ama seviyom işte!”
Rock tarihini çılgınlıklar ve rezillikler üzerinden okumak için pek çok harika kitap da vardır. Ama bir tanesini ayrı tutmak gerekir. Mötley Crüe’nun tarihini birinci ağızdan anlatan “The Dirt/Pislik”. Aşılması güç bir kitaptır. 2001’de çıktığında New York Times’ın “çok satanlar listesinin başına kurulan, epeyce satan ve halihazırda yazılmış en hasta rock tarihi kitabı” olarak anılan kitap, müthiş bir şeydir. 1980’lerin başında Los Angeles’ta dört adet Über-Arıza tip tarafından kurulur Mötley Crüe: Tommy Lee, Mick Mars, Vince Neil ve Nikki Sixx... Açıkçası yaptıkları müzik açısından “bulunabilemez Hint dokuması” değildir Mötley Crüe. Yaldızları, pulları dökülen iki tür - glam rock ve erken metal- arasında köprüdür. Mad Max filmindekiler gibi giyinen, ortamı hallaç pamuğu gibi atan, teatral sahne şovları sırasında ileri gidebilen bir ekiptir. Sahne, plaklar, video klipler ve tabii haklarında çıkan haberler, özel hayatlarının da çok acayip olduğuna dair tüyolar içerir.
Ancak “The Dirt” yayınlanana kadar kimse işin boyutlarını tahmin edememişti. Kendileri bile. Tommy Lee’yi eşi Pamela Anderson’la görüldüğü pornografik “hatıra filmi” sayesinde hatırlayabilirsiniz. Sizi temin ederim; o hadise kitabı okuyunca çoook ama çok sıradan geliyor. Okurken yer yer insan denen canlıdan soğuduğumu bile söyleyebilirim. Örnek vermeye kalksam ortam müsait değil. Seks, uyuşturucu ve rock’n roll konusunda bu kadar ileri gitmelerine rağmen hâlâ yaşıyor olmaları da ayrı bir muammadır. Geçen sene toparlanıp bir albüm yaptılar ve yine turneye çıktılar. Bugün durumlarını tam bilemem. Fakat tedaviler, kurtarma amaçlı evlilikler filan derken bu kitapta anlatılan hayattan uzaklaştıklarını biliyorum.
Geçen hafta “The Dirt”ün yönetmen Larry Charles tarafından 2011’de piyasaya çıkacak şekilde film olarak hazırlandığını okudum. Sayfa başına düşen acayip olay konusunda 1 numara olan “The Dirt”ü nasıl film yapacaklar merak içindeyim. Sızan haberlerde topluluk elemanlarını kimlerin oynayacağı belli değil. Fakat Christopher Walken abimizin Ozzy Osbourne’u, Val Kilmer’ın da David Lee Roth’u oynamayı kabul ettiği söyleniyor. Heyecanla, merakla takip edeceğim gelişmeleri.