Paylaş
“Sana, vatanımız ve milletimiz adına tarihi bir görev veriyorum. Tuğgeneral Terzi vatan hainidir, isyancıdır. Onu karargâha girmeden öldür! Bunun sonunda şahadet var. Hakkını helal et.”
Halisdemir “Başüstüne komutanım, hakkım helal olsun. Siz de helal edin” dedikten sonra 20 askerle komutanlığa girmek üzere olan Semih Terzi’yi üç el ateş ederek öldürdü.
Daha sonra darbeciler tarafından sırtından vurularak şehit edilen Halisdemir, 15 Temmuz’un seyrini değiştiren askerlerden biri oldu.
Halisdemir’i on binler, yüz binler ziyaret etti Niğde’nin Çukurkuyu beldesinde...
Adı aralarında bir üniversitenin de bulunduğu çeşitli okullara verilerek yaşatıldı.
KÜÇÜKDİLE DİKKAT!
Dün eşi Hatice Halisdemir’in “Ömer Halisdemir” adının patentini aldığını öğrendik.
Şehit olmuş eşinin, evladının adının patentini almak ilk bakışta “tuhaf” bir davranış gibi gelebilir.
Ancak yaşananları hatırlayınca Hatice Halisdemir’i değil, başkalarını tuhaf bulmak gerektiğini görüyoruz.
Doğru olanı yapmıştır, yapmak zorunda bırakılmıştır Hatice Halisdemir.
Kimin tarafından?
Mesela “Reklam için ne yapacağını şaşırmışlar” tarafından...
Daha önce duymayanınız varsa küçükdiline mukayyet olarak okusun yazının bundan sonrasını.
Şehit Halisdemir’in adını kullanarak reklam, tanıtım vesaire yapanlardan biri işin suyunu çıkarttı.
Sakarya’da faaliyet gösteren ve şirket vizyonunu “Temeli insana ve doğaya saygı olan...” diye başlayan fiyakalı bir metinle tanıtan bir inşaat firması “Şehit Ömer Halisdemir Sitesi” yapacağını duyurdu verdiği reklamlarla...
KONFORLU YAŞAM!
Henüz “Yok artık!” demediyseniz, reklam sloganını okuyunca diyeceksiniz: “Konforlu Yaşam Alanı. Şehit Ömer Halisdemir Sitesi”.
Firmanın “iyi niyetli bir davranış” içinde olduğunu düşünenler de, “Daha zevzekçe bir hareket görmedim” diyen de çıktı ama herkesin ortak görüşü yapılanın yanlış olduğu yönündeydi.
Bu ibretlik hadisenin “tam olarak değilse de” benzerleri, türevleri yaşandı.
Ömer Halisdemir’in adını sömürerek kendi tanıtımını yapmaya çalışanlara karşı ailesi önce Niğde Valiliği’ne bir dilekçe sundu Kasım 2016’da.
Niğde Valiliği’nin yaptığı açıklama “kimlerin, hangi tür kurumların” şehidin adını kullanmaya çalıştıklarını işaret ediyordu:
“(Ailesi tarafından verilen dilekçede) Ömer Halisdemir’in isminin ve resminin hiçbir şekilde filmlerde, reklamlarda, kâr amacı taşıyan şirket ve işletmelerde, vakıf, dernek ve sivil toplum örgütleri tarafından kullanılmasına kesinlikle muvafakat vermedikleri ve aksi davranışta bulunanlar hakkında yasal yollara başvurulacağı belirtilmiştir...”
NELER OLDU BİZE?
Bu dilekçe “arsız ataklarını” engelleyememiş olacak ki ailesi şehidin adının patentini almak zorunda kalmış.
Patent alma sürecini yürüten firma “Halisdemir’in adının savunma sanayisinden, kara, deniz ve hava lojistik hizmetlerine, medya yayıncılığından finansal hizmetlere, bilimsel ve sınai incelemeden, eğitim öğretim alanına, hukuki hizmetlerden mühendislik hizmetlerine, tıbbi alandan enerjiye kadar birçok sektörde tescillendiğini” söylemiş.
Bir daha bulunduğunuz ortamda “Biz nasıl insanlar olduk?” muhabbeti sırasında dileyenler bu örneği verebilir.
Şehidin adını sömürerek akçeli iş yapmaya kalkan insanlar üretmiş bu toplum.
Daha ne olacak, olan olmuş işte...
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş