Paylaş
Ebeveyn, çocuğunun iyi eğitimi için elinden geleni yapar, maddi imkânlarını zorlar, gerekirse borca girer... Kimimiz bizzat yaşamışızdır, kimimiz şahit olmuşuzdur böyle bir fedakârlığa...
Özel okulların payı 2017-2018 eğitim yılında yüzde 13 artış göstererek yüzde 8’e yükseldi.
Kabaca 1.5 milyon “şanslı” öğrenci var demektir bu. Aileleri bilir ne zor iş olduğunu, o taksitlerin, kredi borçlarının nasıl ödendiğini...
Peki geriye kalanlar?
“Daha iyi” bir okula, “daha iyi” bir öğretmene veya öğretmenlere, evden gelecek desteğe ve çalışkanlığa, akla, meraka, azme sahipse başarılı olacaktır.
Ama eğitim sisteminin kimi kökleşmiş, kimi oynanırken iyice bozulmuş problemleri malum; eğitim kalitemizin pek parlak olmadığını da üzülerek okuduğumuz raporlardan biliyoruz.
Hepsi bilgiyi sünger gibi çekecek türden fıstık gibi çocuklarımızı doğru dürüst yabancı dil bile öğretemeden, kötü eğiterek, çağı yakalamalarını zorlaştırarak heba ediyoruz.
Şimdi “Bazıları diğerlerine göre daha eşittir” kısmına yeniden dönelim...
Meral Danyıldız’ın “Devlet okullarında özel sınıf ayrımı” başlığıyla Birgün’de yayınlanan haberi, “özel sınıf ücretlerinin (...2 bin liradan) 10 bin liraya kadar ulaşabildiğini” duyuruyordu.
Daha önce bu konuda çıkan haberlerde ortalama ücretin 2 bin TL ile 3 bin TL arasında olduğu belirtiliyordu; not etmiş olayım...
“Özel sınıf”, devlet okullarında “belli bir ücret ödeyen/ödeyebilen” ailelerin çocuklarının mesela “daha iyi yabancı dil” öğrendikleri sınıflara verilen ad.
Belli bir ücret karşılığında çocuğunuz daha iyi eğitim alıyor; dışarıdan öğretmen getirilerek bir nevi özel kurs görmesi sağlanıyor...
Duruma isyan eden bazı veliler, bir okulda özel sınıfların zeminlerinin parke olduğunu, diğer sınıfların beton olarak kaldığını iddia ediyor.
Bir süre önce Baran Döner Kâğıthane’de özel sınıf ücreti olarak 2 bin 800 TL istendiğini haberleştirmişti.
Haberde 2 bin 800 TL ücret istendiği söylenen Kâğıthane İmece İlkokulu’nun müdürü İlker Kurt’un da görüşlerine yer veriliyordu.
Müdür İlker Kurt uygulamanın Milli Eğitim onaylı olduğunu, isteyen velilerin yararlanabileceğini söyleyip devam ediyordu: “Okulumuzda çocuk kulübü faaliyetleri var. Bu faaliyetlerin hepsine katılmak isteniyorsa böyle bir ücret ödenmesi gerekiyor. Bu uygulamalar ders saati dışında yapılıyor. Robotik yazılım, müzik sınıfı gibi sınıflar bulunuyor. Çocuk kulübü faaliyetlerinin derslerine giren öğretmenler dışarıdan ücretli olarak getiriliyor. Devletin belirlemiş olduğu ders saati ücretleri var. Bu durum resmi bir durumdur. Resmi belgeleri ve bordroları bulunuyor...”
Uygulamayı “hakça, makul” bulanlar çıkar mı bilmem. Ama aynı çatı altında, devlet okulunda okuyan çocukların bazılarını para karşılığı daha iyi eğitmek vicdanıma sığmaz...
Ve bence kanuna da sığmayabilir...
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun “Genellik ve eşitlik” hakkındaki 4’üncü maddesi “Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet, engellilik ve din ayrımı gözetilmeksizin herkese açıktır. Eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz...” demiş mi? Demiş.
“Madde 8” de de “Eğitimde kadın-erkek herkese fırsat ve imkân eşitliği sağlanır...” demiş mi? Demiş.
Ama ne olmuş?
İşte bu olmuş, daha ne olacak?
Paylaş