Paylaş
Ya da artık, şu anda devam eden süreçte olduğu gibi sadece sevdiğim eski filmleri seyrediyorum.
Sinemaya gitmek gözümde büyüyor ve tekrar Chungking Express’i, Big Lebowski’yi veya ne bileyim Sister Street Fighter’ı seyrediyorum.
“Yeni çıkan” filmlerden tamamen kopuk da değilim tabii ki.
Son olarak Woody Allen’ın “Whatever Works”ünde Larry David’i seyrettim, yine bayıldım mesela.
Fakat dediğim gibi genel olarak yeni filmlere yoğun ilgi duyamadığım bir dönem bu ve Oscar da tam üzerime geldi, pişti oldu.
* * *
Soruyor sinema sevgimi bilenler, yaklaşmakta olan derbi maçı sorar gibi: “Oscar ne olur?”
“Taş kesilir, heykel olur!” diyorum gülüyoruz ama atlatamıyorum tabii: “Kim kazanır?”
“İyi olan kazansın ha ha ha!”
Bir cevap vermem şart olursa sallıyorum “George Clooney kesin alır ıvır zıvır...”
Samimi hislerimi paylaşmak en iyisi.
2010 içinde seyretmeyi beklediğim sadece iki adet film var.
Birincisi DVD’sini her an beklediğim “It Might Get Loud.”
Davis Guggenheim’ın yönettiği filmin konusu: Elektrik Gitar.
Başrollerde de Jimmy Page, Jack White ve The Edge var.
Gitar üzerine 3 kuşaktan üç mühim adam cayırdattıkça cayırdatıyor.
Bir sinema salonunda seyretmek, sesi gazlamak harika olurdu.
Artık evdeki ses sistemine abanacağım.
Semtte gürültü yapıp, iklim değişikliği yaratıp, konuyu komşuyu çileden çıkartacağım.
Bana başka şans tanımadınız.
* * *
İkinci film ise “Lemmy: The Movie.”
Eğer “hevimetalik” bir geçmişiniz varsa Lemmy denildiğinde aklınıza Trabzonspor’un efsane futbolcusu değil Motörhead’in solisti gelir.
Motörhead ve Hawkwind’in efsane elemanı tam bir yaşayan rock efsanesidir.
70’lerden itibaren üne kavuşmuştur fakat Rock Mektebi’ne kaydı 45 yıl önceye kadar uzanır.
Acayip bir insandır Lemmy.
Laf olsun diye değil, sözlükte acayip kelimesinin yanına adı yazılacak kadar acayiptir.
Greg Olliver ve Wes Orshoski adlı iki vatandaş 3 yıl uğraşıp “Lemmy efsanelerini” gün ışığına çıkartabilecek bir film çekmişler Lemmy’yle.
Bekliyoruz, bu yıl çıkacakmış.
Film gelene kadar, haberi aldığım Q Dergisi’nden birkaç Lemmy anekdotu aktaracağım size.
2006’da bir dergi, 2 bin kadınla yattığını iddia ettiğinde “1000 olmalı ama sadece güzel olanları hatırlıyor olabilirim” demiş, yıllardır içtiklerinden sonra yaşaması başlı başına mucize olan bu acayip insanla ilgili daha fazla hikaye için filmi beklemek gerekecek.
O güne kadar, buyurun Lemmy’nin dünyasına:
* * *
* 1980’de kan testi sonuçlarına bakan doktorun yorumu: “Kanınız o kadar toksik ki; bir başkasına değerse zehirleyebilir.” Bu arada Lemmy halen Los Angeles’ta evinin köşesindeki barda içmeye devam ediyor, bilginize!..
* Jimi Hendrix’in turne ekibindeydi. 18 Eylül 1970 günü hayatının fırsatını yakalamıştı. Hendrix’in grubuna basçı aranıyordu ve 18 Eylül 1970 ona verilen prova tarihiydi. O gün Jimi Hendrix öldü...
* 15 yaşındayken, okulda kendisine disiplin cezası veren öğretmeni, sopasını elinden alıp dövdüğü için okuldan atılmış.
* En bayıldığım detay ise filmde yakın arkadaşlarından görüş ve hatıralara yer verilmiş olması. İsimlerden biri de Ozzy. Yahu yapmayın arkadaşlar. Ozzy ile Lemmy’nin birbirlerini hatırlamama ihtimali bile var. Ozzy ve Lemmy diyoruz burada hoop! Ne hatırası?
Kayıt olduğunu sanmıyorum, hatta eminim!
Oscar sizin olsun, ben Lemmy Baba’yı beklerim.
Paylaş