Oscar’ın dublörü dublör Oscar’ları

Geçen sene NTV’de tamamen denk gelmek suretiyle seyrettiğim ‘Taurus World Stunt Awards’ (Bir nevi Dublör Oscar’ları oluyor...) töreni için, ‘Sağlam hareketmiş, helal olsun düşünenlere’ dediğimi hatırlıyorum.

Hatta üzerine yazmayı da düşünmüştüm ama seyrederken not almadığım için vazgeçmiştim...

Bu sene ödülleri bizzat yerinde incelemek varmış kaderde. Geçen seneki ABD seferimden sonra ‘Kısa süre kalmak için gidilecek yol değil abi... Ben uçmam bir daha o kadar, metabolizma mil manyağı oluyor’ şeklinde artistlik yapmıştım; yapmamak gerekiyormuş.

Oscar’ın artık kimlere verileceğini de büyük ölçüde bilmekten dolayı iyiden iyiye sıkıcı hale geldiği bir dönemde, ‘En İyi Yüksekten Düşme’, ‘En İyi Yanma Sahnesi’, ‘En Sıkı Kavga’ gibi kategorilerin bulunduğu bir ödül töreni de haliyle çekici oluyor.

*

Sadece Easy Rider’ı yaptığı için ömrümüzün sonuna kadar ‘Delikanlı bi abimizdir’ şeklinde anacağımız Dennis Hopper, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sinema sektörünün gerçek kahramanlarına desteğini esirgememiş. Yani işin ucunda Dennis Hopper’ı dünya gözüyle görmek var. Bu yılki yancısı Carmen Electra. Onu görmek de haliyle hiç fena fikir değil...

Bu durumda, çanta yapılıyor ve yola düşülüyor tabii...

Yol yine uzun. Aktarması, beklemesi hariç 15 saati sadece havada geçirince ‘Birader, töreni de benim yerime ayarlayacağınız bir dublör arkadaş izlese’ kıvamında iniyorsunuz ‘Amerikanya’ya.

Bu arada Hey Dergisi’nden beri kardeş kontenjanından sevdiğim Tolga (Akyıldız) var yanımda, onu unutmayalım; hikayenin kalan kısmında rolü var.

Daha önce kısa metrajlı iki Los Angeles seferim var. Tolga’ya bu seyahatleri nasıl anlattıysam, bir şekilde beni L.A. uzmanı olarak algılıyor.

Ben de bu durumu ‘Bak yanımızdan Pamela Anderson geçti... Aaa! Kaçırdın. Şu bina var ya uzaktaki... İşte orada Frank Sinatra, Dean Martin, Sammy Davis Jr. alemin kralını yapıyormuş 40 sene önce... Ha-ha, yedin di mi?’ gibi çirkinliklerle istismar etmiyorum...

Neyse ilk geceyi ödül törenini icat eden ve aynı zamanda dört yıldır finanse eden Red Bull’un partisinde idrak ediyoruz. Bünye zaten yoldan dolayı sapıtmış, biz Red Bull dökerek iyice aklını karıştırıyoruz.

Bünye diyor ki ‘Ben yorgun muydum abi?’, sen diyorsun ki; ‘İç şunu güzelim iyi gelir...’ Böyle böyle şuur kendi ışıklarını kapatana kadar dikildik partide.

Ertesi gün basın toplantısında Dennis Hopper ve Carmen Electra’yı görüyoruz. Sorsanız ‘Peki Dennis Baba seni gördü mü?’ diye, ‘Hayır’ diyeceğiz. Venezüellalı TV sunucusu kızla ilgilendi sadece, normaldir.

Basın toplantısının ardından, ödüle aday gösterilmiş bazı önemli dublörlerle küçük toplantılara katılıyoruz. ‘Nasıl atlıyorsunuz?.. Kazandığınız paraya değiyor mu?.. Dayağı siz yiyorsunuz ama kızlar Johnny Depp’e hasta oluyor’ gibi sorulara cevap veriyorlar.

‘En İyi Özel Sahne’ dalında aday olan Mike Massa ile konuşuluyor. Kendisi aynı zamanda Angel’ın da dublörü. Tipi de benziyor aslında. Ben yaptıklarına zaten inanamazken, yaptıklarını nasıl becerdiklerini anlatmalarına hiç inanamıyorum. Hani o ‘Film hilesidir olum..’ deyip geçtiğimiz sahneler var ya, işte hepsini gerçekten bu yüce insanlar yapıyor.

Uzatmayayım, Mike Massa anlatırken, Italian Job’da o acayip sahnede ben varım...’ diye, Tolga’ya dönüp ‘Ehliyeti nereden aldın birader?’ diye sorayım mı diyorum. Bir müddet iptal oluyoruz...

3 çocuk annesi olan ve bugün kafadan 45-50 yaşında olan Debbie Evans’ın (Kaptı ödülü, helal olsun) Matrix’teki motosikletli kovalamaca sahnesinde motosikleti kullanan kişi olduğunu öğrenince bayağı şaşırıyoruz. Meğer 1976-1980 arasında motosiklet şampiyonuymuş... Drew Barrymore, Sandra Bullock, Elizabeth Hurley, Michelle Pfeiffer ve Pamela Anderson’un da dublörüymüş...

*

Ertesi gün ödül töreni için Paramount Stüdyoları’ndayız. Böyle böyle ‘O şunun dublörüymüş, bu biraz benziyor Keanu Reeves’e hakikaten’ diye kırmızı halıda yürüyenlere bakıp duruyoruz.

Bir ara yakınımıza güzel bir kadın geliyor. Tolga’ya ‘Bu kız Terminatör III’teki kızın dublörü herhalde. Bayağı bi benziyor’ diyorum...

Sonra, törende sahneye çıkınca fark ediyoruz ki; dublör filan değil bizzat Kristanna Loken’le karşılaşmışız. Bir de Bill Paxton’ı, kendisinin dublörü sandım.

Başka bir salaklık yapmadım galiba. Haa, pardon bir de tören sonrası partide karşılaştığımız Michelle Rodriguez’le fotoğraf çektirdik. ‘Ne konuştunuz?’ derseniz, konuşacak vakti yoktu pek, çünkü yancıları çekiştirip duruyordu. Sadece o bana sordu ‘Neredensiniz?’ diye, ‘Türkiye’ dedim, o da ‘İstanbul’ dedi. Bu kadar yani. Şimdi burada ‘Muhakkak gelmek istiyorum Türkiye’ye dedi Resident Evil’ın yıldızı Rodriguez’ yazmak gerekiyor mu, kural icabı. Yalan olur, yazmam öyle şey...

Bütün arkadaşlarımın ortak merakı ‘Kimleri gördün?’ oldu. Uzaktan da olsa Buffy’yi (Sarah Michelle Gellar), Keanu Reeves’i (Evet harbiden yakışıklı ama bunu bir de benden duymanız zaten gerekmez di mi? Onur Ödülü verildi kendisine), Arnold Schwarzenegger’i, Brendan Fraser’ı (Sahneye düştü resmen), Jackass’in Jimmy Knoxville’ini (Bir hareket bekledim ama kazık gibi durdu), Burt Reynolds’ı, Dave Navarro’yu gördüm.

Gördüm de ne oldu? Ne olacak, görmüş oldum işte.

Törende Michelle Rodriguez sahneye otomobille daldı, bir eleman ödül zarfını kendini tutuşturarak getirdi, Dennis Hopper’la Carmen Electra’ya helikopterden ateş açıldı, çeşitli noktalarda çeşitli patlamalar gerçekleşti. Yani olayın ruhuna uygun bir tören oldu. Tolga’yla her patlamada yerinden fırlayan tırsaki vatandaşlar olarak biz de ödül töreninde bir yer edinmiş olduk.

*

Bu sayfada göreceğiniz ‘kazananların’ isimleri hiçbir şey ifade etmeyebilir belki.

Fakat bir daha acayip etkilendiğiniz bir aksiyon sahnesi gördüğünüzde şöyle düşünmeye çalışın lütfen: O sahnede kafayı gözü patlatma pahasına oynayan kişi milyonlarca doları cebe indiren ve hayranı olduğunuz yıldız değil; onun kazancının yanında üç-beş kuruş sayılacak ücretler karşılığında çalışan dublörü.

Mesajımızı da verdik, ooooh benden rahatı yok şimdi!

Bir dakika daha rica edeyim. Bu yılki tören ABD’de 26 Mayıs’ta yayınlanacak televizyondan. Oraya kadar bu ödülü televizyondan seyretmeye gidecek haliniz yok tabii ki. Merak etmeyin NTV bu sene de yayınlayacakmış. Fakat tarihi belli değil. Takip edin veya ben yine duyururum bir şekilde.


2004 TAURUS DÜNYA DUBLÖR ÖDÜLLERİ

n En İyi Dövüş Sahnesi:
Tony Angelotti, Mark Wagner (Karayip Korsanları)

n En İyi Yükseklik Sahnesi: Paul Eliopolus and Tanoai Reed (Rundown)

n En İyi Ateş Sahnesi: 10 kişilik dublör ekibi (Son Samuray)

n En İyi Motorlu Araç Kullanma: Bad Boys II’deki 10 kişilik ekip.

n En İyi Kadın Dublör: Debbie Evans (Matrix Reloaded)

n En İyi Erkek Dublör: Rundown’ın dört kişilik dublör ekibi.

n En İyi Yabancı Aksiyon Filmi: Todesbrücke (Almanya)

n Hayat Boyu Başarı Ödülü: Ronnie Rondell

n En İyi Aksiyon Yıldızı: Keanu Reeves

n En İyi Aksiyon Yönetmeni: Jonathan Mostow (Terminatör III)
Yazarın Tüm Yazıları