İKİMİZ bir fidanın güller açan dalıyız Sen benimle ben seninle bu hayatı yaşamalıyız...
* * *
Aynı zamanda Zerrin Özer'in ablası olan Tülay'ın söylediği bu güzel şarkının sözleri kime ait biliyor musunuz? Bilenler vardır, ben bilmeyenler için söyleyeyim: Ünlü arabeskçi Hakkı Bulut'a.
Turgut Özal tarafından siparişle ‘‘acısız arabesk’’ hazırlayan Hakkı Bulut'a yani...
Sayın Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu bu şarkıyı sever mi bilmiyorum, ama ben çok severim.
Tıpkı Orhan Gencebay'ın, Müslüm Gürses'in, Tüdanya'nın, Esengül'ün, Selahattin Cesur'un, Erkan Ocaklı'nın bazı şarkılarını çok sevdiğim gibi.
Veya Miles Davis'i, Chet Baker'ı, Debussy'yi, Tom Jones'u, Nick Cave'i, Patti Smith'i, Deep Purple'ı, Egales'ı veya ne bileyim işte Michael Jackson'ı sevdiğim gibi...
Herhalde fark etmişsinizdir, türler üstü bir müzik sevgisi benimki.
Hoşuma gitsin yeter, gerisi hikaye.
Tek bir müzik türünü sevmek zorunda hissetmedim kendimi hiçbir zaman. (Haydi itiraf edeyim de yalancı durumuna düşmeyeyim. Lise yıllarımda içinde cayır cayır çalan gitarların ublunmadığı hiçbir müziği dinlemezdim...)
* * *
Sayın Karakoyunlu'yu şahsen tanımıyorum. Ama sadece politikacı olmadığını biliyorum. Çok satan ve beğenilen romanları var mesela.
Sadece bu referans bile kendisine sempati duymama (İhtiyacı yoktur elbette benim sempatime, o ayrı konu) yol açıyor.
Geçen pazar günü Hürriyet'te Arzu Akbaş imzasıyla yayınlanan ‘‘Arabesk kavgası yine alevlendi’’ başlıklı haberi okurken gözlerime inanamadım.
Yılmaz Karakoyunlu arabesk müziğin Türkçe'nin ve Türk müziğinin ırzına geçtiğini söylemiş.
* * *
Yine Sayın Karakoyunlu'nun çok umurunda olmayabilir fakat, bu açıklamayı kendisine hiç yakıştıramadım.
Türkçe herhalde sadece arabesk yüzünden bozulmadı. TRT yıllardır düzgün Türkçe ile yayın yapıyor. Ne değişti? Eğitim sistemine ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçedeki payına bakılacağına, çakıyorlar yumruğu her seferinde Orhan Ağbi'nin gözüne.
Karakoyunlu ‘‘Yayın ilkelerinin 4 no'lu başlığı gereği, hiçbir şekilde arabesk yayınlanamaz’’ diyerek, fikrini TRT'nin kimbilir hangi çağda hazırlanmış kurallarına dayandırmış.
Bunu aklım almıyor işte.
Dünyada her şey değişiyor fakat TRT kuralları değişmiyor.
TRT, devlet televizyonu olarak misyonları olan bir kanal, kabul ediyorum.
İstediği gibi yayın yapsın, ona da zaten karışmıyorum.
Ama işte TRT bu yüzden seyredilmiyor.
BBC de devlet televizyonu. Fakat türü ne olursa olsun, listelere giren bir şarkı, neredeyse prehistorik çağlardan beri yayınlanan müzik programı Top Of The Pops'da çalar.
Çünkü o şarkı, Büyük Britanya'da yaşayanlar tarafından sevilmiş, satın alınmış ve listeye girmeye hak kazanmıştır.
Büyük Britanya'da yaşayanlar, ödedikleri vergilerle yaşayan bir yayın kuruluşunu, zevklerini ‘‘banal’’ diye kabul etmez ise ne yapar herhalde Sayın Karakoyunlu da biliyordur.
* * *
Milletçe, ‘‘Türk Beşleri’’ mi dinlemeliyiz? Tek tip müzik zevkine sahip bir toplum mu olmalıyız?
Hem ne olursa olsun, bir sanatçı (Yazar olan Karakoyunlu'yu kastediyorum), bir başka sanatçıya ‘‘tecavüzcü’’ diyebilir mi?
Amaaaan, ne desek değişmeyecek bu zihniyet, niye çenemizi yoruyoruz ki.
Ve bu bence çok sıkıcı konuyu, bu tartışmanın yayınlandığı günkü gazetede ölüm haberini okuduğum Cüneyt Canver için iki şarkı seçerek noktalıyorum.
İlk şarkımız Selahattin Cesur'dan geliyor kıymetli dinleyiciler: ‘‘Dünya Düzenini Bozmuş.’’
Hemen arkasından Pink Floyd'dan dinliyoruz: ‘‘Shine On You Crazy Diamond.’’
Cüneyt Canver huzur içinde yatsın, esenlikler dilerim.