Paylaş
Merakıma çok çabuk yenik düştüm ve direkt haberlere bakıp kimlerin kazandığını öğrendim...
Filmleri seyredemesem de bolca tahmin yazısı, mesajı, yayını sayesinde favorilerden haberdardım; anladığım kadarıyla beklentilerle büyük ölçüde örtüşen bir dağılım oldu.
Şahane Anthony Hopkins’in 83 yaşında Oscar kazanmasına, hayranı olduğum Frances McDormand’ın başarısına, bir kadın yönetmenin, Chloe Zhao’nun ödülle eve dönmesine vesaire ben de sevindim.
Haberlerin peşinde “Questlove’ın terlikler iyiymiş, Halle Berry’nin saçı olmamış” tarzı derin analizler yaparak ilerledim bir süre...
O sırada karşıma çıkan bir fotoğraf ve tamamlayıcısı fotoğraf altı metninin beni içinden heavy metal ve Urdu şiiri geçen bir okuma macerasına sürükleyeceğini henüz bilmiyordum...
KİMDİR, KİMLERDENDİR
Geçtiği yollar yüzüne bir harita gibi kazınmış, simsiyah giyinmiş, uzun saçlı, eski tüfek, dövmeleri takım elbisesinden taşan, muhtemelen ilk kuşak “heavy metalci abimizin” usulünce selamı çaktığı fotoğrafının altında “Paul Raci’nin siyah ojeleri de dikkat çekti...” yazıyordu.
“Siyah ojeli ve gayet metalci bu abimiz kimdir, kimlerdendir?” sorusunun peşinden giderken “Sound of Metal” filmindeki performansıyla Yardımcı Erkek Oyuncu dalında aday olduğunu öğrendim önce.
Özetle iki kişiden oluşan bir metal grubunun davulcusunun duyma yeteneğini kaybetmesi, işitme engelli bağımlıların rehabilitasyonu için eski bir Vietnam gazisi tarafından kurulmuş topluluğa katılması üzerinden ilerliyor film.
Metalci abimiz Paul Raci’yi Oscar adaylığına götüren Joe karakteri bu topluluğun rehberi konumunda, işitme yeteneğini Vietnam’da kaybetmiş, bağımlılıkla mücadele etmiş bir karakter...
40 YIL PARLAMAMIŞ
Peki 72 yaşında bu rolü oynayan Paul Raci nasıl biri?
Annesi ve babası işitme engelli, Vietnam gazisi, eski bağımlı, işitme engelliler için çalışan “şansı yaver gitmemiş” bir aktör...
1980’lerden itibaren çoğunlukla tiyatro yapmış, kimisi meşhur, kimisi hiç tanınmamış dizi ve filmlerde figüranlık yaparak sürdürmüş oyunculuk kariyerini.
40 yıl boyunca hiçbir zaman parlamamış, rolü büyütülmemiş, evine oyunculuktan kazandığından fazlasını “mavi yakalı olarak” çalışarak götürmüş.
Kendisi gibi hiç tanınmayan bir menajer olan eşi Liz’in “Seni meşhur etmeden ölmeyeceğim” esprisi eşliğinde yaşayıp giderlerken bu rol ortaya çıkmış.
Daha doğrusu eşi ve menajeri bu rol için hazırladıkları deneme kasetinin peşine düşmüş, “denemelerden sıkılıp ünlü bir isme rolü götürmeye karar vermiş olan” yönetmenin izlemesini sağlamış ve rol Paul Raci’ye teklif edilmiş.
2 DALDA OSCAR ALDI
Peki metalci abimiz ne yapmış? Biçilmiş kaftan şeklinde gelen rolü reddetmiş önce. Niye?
Aslında haklı şüphelerle... “Düşük bütçeli bağımsız bir filmden kazanacağım para için işimi bırakamam, aileme bakmam, faturaları ödemem gerekiyor” demiş. Neyse ki ikna edilmiş...
İşitme engellilere Black Sabbath şarkılarını işaret diliyle söylediği bir grubu olan, 72 yaşında hâlâ cayır cayır metal yapan Paul Raci’nin hayatı elbette değişti...
Film çok beğenildi, 2 dalda Oscar kazandı mesela...
Oscar’ı veya Bafta’yı kazanamasa da aday oldu, ayrıca pek çok prestijli ödülü kazandı, 40 yıllık bekleyişin ardından gelen fırsatı harikulade değerlendirerek Hollywood elitleri arasına adını yazdırdı...
Şimdiden “8-10” tane teklifin geldiğini ama bir sonraki rol için seçici davranmak istediğini söylüyor röportajlarında Paul Raci...
Yakışır abimize...
METALCİ SELAMIYLA...
Peki bir Urdu şiiri meselesi vardı, o neydi diye soracak olursanız...
Filme esin kaynağı olan iki kişilik deneysel takılan metal grubu Jucifer aktif olarak müziğe devam ediyor...
Herkese uygun bir müzik yaptıklarını söyleyemem ama benim sevdiğim tarzda takıldıkları birkaç şarkılarını da buldum.
Son albümleri “Nazm”ı dinledim bu yazıyı yazarken... Urdu şiirinden yola çıkarak hazırlamışlar...
Artık biraz uzak düşülmüş eski bir arkadaştan haber alınca sevinmek gibi geliyor olsa da Oscar, Grammy vesaire listeleri...
Heykelin peşinde metalci dayanışması diye derken ne güzel bir insanın hikâyesi çıktı işte...
Paul Raci’yi metalci selamıyla selamlıyorum...
Paylaş