Öğle olmadan kararan günler

DÜN, henüz öğle olmamıştı İstanbul’dan haberler gelmeye başladığında...
Sultanbeyli’de bomba yüklü araçla karakola saldırı düzenlenmiş, 3 polis ve 7 sivil vatandaş
yaralanmıştı.
Aynı yerde, karakol yakınlarında inceleme yapan polislere ateş açılmış, bir polis şehit olmuştu.
İstanbul’daki ABD
Başkonsolosluğu’na silahlı
saldırı gerçekleştirilmişti..

*

Dün, henüz öğle olmamıştı
Şırnak’tan haberler gelmeye
başladığında.
Silopi’de polis aracına mayınlı tuzak kurulmuş, 4 görevli şehit düşmüştü.
Beytüşşebap’tan havalanan ve izinli veya terhis olan askerleri taşıyan helikoptere saldırı düzenlenmişti; terhis olan Doğan Acar şehit olmuştu...

*

Dün, henüz öğle olmadan
içimizde kararmamış bir
nokta kalmamıştı.
Doğan Acar’ı taşıyan helikopter havalandığında saat 07.05’i gösteriyormuş.
Tezkere alınacak sabahın evvelinde uyunur mu hiç, sabahı zor yapmıştır?
Sayılı günü bitirip evine dönmek üzereyken, son günlerinde fotoğraf da çektirmiş Doğan.
Üzerine “tertibi” olan 94/3’ü ve adını yazdığı tişörtle poz vermiş. Tişörtte ayrıca “Gösteri bitti... Hani bitmezdi...” de yazıyor.
Sosyal medya hesabına “Mutluluktan uçuyor” ibaresiyle bir not yazmış; bu kez sevdiği kıza: “Kaldı yedi gün bi tanesi. Sana kavuşmama yedi gün kaldı...”

*

Dün henüz öğle olmadan altı şehit haberi gelmişti.
Yazdıklarımın fazlası vardır, eksiği yoktur ne yazık ki...
Bu kan sızan öğle olmadan
kararan günlerde kim neyin
hesabını yapıyorsa, kim elini tetikten çekmiyorsa, kim tetik tutan elleri kaşıyorsa, kim barış yerine savaşın ardında saf tutuyorsa, kim elinde güç ve yetki varken bu
şiddeti durdurmuyorsa yazıklar olsun, sonları rezil olsun...
Vebali büyüktür...