Ne yapayım ben böyleyim

GALATASARAY yeni teknik direktörüyle çıktığı ilk maçta kendisini bütün yönleriyle sergileyerek dürüst davrandı.

Haberin Devamı

“Ne yapayım ben böyleyim” diyerek yeni patronuna iyi huyunu da kötü huyunu da gösterdi.

Dalgın, kırılgan, isteksiz, tembel, ruhunu yitirmiş, yavaş, yorgun Galatasaray’ı görmüş oldu Mustafa Denizli ilk maçında.


Bununla birlikte yetenekli, “özünde iyi”, hırslı, hızlı, iştahlı Galatasaray’ın flaş çakması gibi belirip hızla yok olduğu zamanları da gördü. 13’üncü dakikada Sneijder-Podolski hattı üzerinden kendisine ulaşan topu Burak Yılmaz’ın gole çevirdiği an, iyi ve umut verici bir andı mesela. Rakip Kasımpaşaspor’un atakları altında maç boyu titreyen, sarsılan ve eli ayağına dolaşıp duran Galatasaray da sıkça sahne aldı doğrusu.


Mustafa Denizli, 1980’lerin ikinci yarısında hem Galatasaray’ın hem de Türkiye’deki futbolun kabuk değiştirdiği hareketin merkezindeyken ben de tribünde maç seyreden bir ergendim. Yıllar sonra tanışma şansına eriştiğimde çok kalender, bilgili, tecrübeli, babacan birini buldum karşımda.

Haberin Devamı


Galatasaray, yaşadığı durumda tutunabilecek en iyi dalı, en iyi ismi bulmuştur bana sorarsanız. Mustafa Hoca’ya akıl öğretecek kadar kendimi kaybetmedim ama sorun zaten ortada duruyor.


BEKLEYİP, GÖRELİM


İYİ ve kariyerli futbolculardan oluşan ama ruhunu, isteğini, başarıyı sağlayan çabayı kaybetmiş bir takım var elimizde.
Başarıyı genetik olarak taşıyan ama iştahı kesilmiş bir takım...


Öne geçen ama tutunamayan, patinaj yapıp duran bir takım...


Tanı böyle, tedavi için Mustafa Denizli ne yapacak, bekleyip göreceğiz. Elinde sihirli bir değnek yok ama büyük bir camia var; camia gücünü birleştirirse bizzat sihirli değneğe dönüşür. Örneklerini çok gördük...


Son olarak; bu maçla ilgili konuşurken “çizgi ve top” meselesine değinmemek olmaz.
İlk gördüğümde de gol olduğunu düşünmüştüm, genelde vasat bir yönetim gösteren hakemler buz gibi bir golü daha yemiş oldu.

Yazarın Tüm Yazıları