Paylaş
Cumhuriyet’ten Sinan Tartanoğlu’nun “MEB’de gizli tanık baskısı” başlıklı haberi “Vay bee!” dedirtecek türdendi.
Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı, Emniyet’in de desteğiyle yürüttüğü Gezi Parkı soruşturması sırasında yöntem bakımından kendini aşmış.
* * *
Hadiseler şöyle gelişiyor...
Bakanlık, soruşturmalarda eylemlere katılan öğretmen ve öğrencilerin isimlerinin belirlenmesini istiyor.
Elbette belirlenen isimlere plaket verecek halleri yok, cezalandırmak için isim aranıyor.
Bakanlık da baskı altında mıdır bilemem ancak Milli Eğitim İl Müdürlükleri’ne “İsim getirin!” talimatı yağdırdığını biliyoruz.
İl Müdürlükleri de artan baskıyı aynen alt birimlere yansıtıyor haliyle ve neticede okul müdürleri bir eğitimciye “çok yakışan, pek yakışan, en yakışan” yöntemi buluveriyor.
* * *
Ankara’da bazı okulların müdürleri, 6, 7 ve 8’inci sınıf öğrencilerini yaz tatilleri sırasında telefonla ulaşarak okula çağırıyor.
Öğrenciler sınıflara alınıyor ve önlerine birer boş kâğıt uzatılıyor.
Sorular “Karlofça Antlaşması hangi tarihte imzalanmıştır? Mevzuu nedir? Hangi renk mürekkep kullanılmıştır?” veya “Problemli havuz nedir? Problemi niye giderilemez ve nesiller boyu hesap yapıp dururuz? Cevaplayınız...” tarzı değil tabii.
Şu soruları cevaplandırmaları isteniyor:
“6-7 Haziran tarihlerinde okula gitmemenizi hangi öğretmenleriniz istedi?”
“Eyleme gitmenizi isteyen öğretmenlerin isimlerini yazın.”
“Eyleme katılan arkadaşlarınız ya da öğretmenleriniz oldu mu? Bu isimleri de yazın.”
* * *
Okula çağırılıp öğretmenlerini ve arkadaşlarını ispiyonlamaları istenen çocukların içine su serpmeyi ihmal etmemişler neyse ki!
“Kâğıtlara kendi isimlerinizi yazmayın. Kim olduğunuz bilinmeyecek merak etmeyin gençler. Rahat olun” diyerek güvence vermişler, sağ olsunlar var olsunlar!
Aileler çocuklarının kitlesel eylemlere katılmasını istemezler, gayet normal.
Otorite, kimsenin sokağa çıkıp eylem yapmasını istemez, yapısı böyledir arkadaşın.
Ancak aileler ve eğitimciler “muhbirliği”, “ispiyonculuğu” normal, doğru ve hatta muteber insan olmaya denk gören nesiller yetiştirmeyi doğru bulur mu, bulabilir mi?
* * *
Bu mudur ideal nesil diye pişirdiğiniz yalancı dolma?
Bu mudur sağlam karakter mühendisliğinizin şahikası?
Bu mudur hakikaten?
Ne ayıp!
Paylaş