Paylaş
Fenerbahçe’nin ilk 10 dakikadaki baskısını sakin kalarak uzaklaştırdıktan sonra oyunu dengeleyen, topa sahip olan tarafa dönüşen Galatasaray’ın problemli yönünü de bu dakikalardan itibaren gösterdi.
Neydi bu problem?
En kısa yoldan ifade etmek gerekirse, bir hücum planı veya böyle bir planı varsa da uygulayacak hâli olmayan bir takım görüntüsünde olmasıydı.
Rakibin hızını ve saha avantajından beslenen iştahını kesmekte güçlük yaşamayan, maçın ritmini belirleyen taraf olan sarı kırmızılılar, kadrosunun hücum hattındaki eksikliklerin faturasını böyle ödüyor işte.
Fenerbahçe nasıl oyunu rakip kaleye yakın bölgeye taşıdığı anda heyecan verici oluyorsa, Galatasaray da o bölgeye yaklaştıkça gücünü ve heyecanını kaybeden bir takıma dönüşüyordu.
En azından dün itibariyle manzara böyleydi.
CESARETLENDİLER
MUSLERA, Chedjou ve özellikle Hakan Balta’nın kusursuz oyunlarına takımın ileri noktalarında pek eşlik eden yoktu.
Carole’ün hem kendisini hem de takımın savunma refleksini sakatladığı pozisyonda gardını düşürmenin bedeli Diego’nun golü oldu.
Bu geri düşüşün ardından devreye Fenerbahçe Teknik Direktörü girdi.
Takımının hücumdaki etkinliğini cesaretlendirmek yerine kendi yarı sahasına çekilmesine, kontra ataklardan medet ummasına/yetinmesine göz yumdu.
Aslında Muslera’nın kurtarışları ve mesela Hakan Balta veya Chedjou’nun mükemmel oyunları olmasaydı bu planı başarılı da olabilirdi.
İkinci yarı Galatasaray oyunu kendi sahasında karşılamayı tercih eden ve sadece hızlı çıkışlara kuvvet bir plan uygulayan rakibi karşısında giderek cesaretlendi.
SİNYALLER GELDİ
UZUN süre Volkan’ı yormayan sarı kırmızılılar dakikalar ilerledikçe bir tehdide dönüşebileceğine dair sinyaller vermeye başladı.
Ve başlarda verim sağlayamayacağı düşünülen bu baskı, sahanın en kısa oyuncularından biri olan Olcan’ın kafa vuruşuyla gole dönüştü.
Maçın hakkının beraberlik olduğu konusunda sanırım fanatizme yenik düşmeyenler dışında herkes mutabık kalacaktır.
Lig maratonunda “EZELİ RAKİP VE EBEDİ DOST”un sahasında alınan beraberliğin esas ağırlığı ve kıymeti de mayıs ayında belli olacaktır.
Şahıslar gelir geçer, futbolumuzun iki devi yoluna devam eder...
Paylaş