Âlem efsane görsün

Ali Sami Yen’de derbi: Galatasaray-Fenerbahçe.
TSYD Kupası maçı. Tribünler “fifti/fifti”, arada hâlâ jandarma oturmakta.
Mahalle arkadaşlarımla birlikte sahada ilk kez “akranımız” gibi duran biri olduğunu fark ediyoruz: Tugay Kerimoğlu.
Futbolcular, dışarıda gördüğümüzde “Ağbi” idi bizim için.
1985-1986’da filan Erhan Önal’ı, Uğur Tütüneker’i Şişli’de görürdük ve “Uğur Ağbi” derdik.
Tribünde “Uğur.. Uğur..” şeklinde kitlesel bir samimiyet kurardık fakat “normal hayatta” futbolcular ağbimiz yaşındaydı.
Tugay ilkti.
Hayat hızlı akıyor. Futbolcular önce arkadaşınız, sonra kardeşiniz, sonunda “Şartlar oluşsa oğlum olabilirdi” konumuna geçiyor.
Demirkol’un yarattığı nostaljik sarsıntıyı henüz atlatmamışken, dün sabah Lig TV’de Acun Ilıcalı’nın yeni programının tanıtımına denk geldim.
Bir lig kuruyor Acun Ilıcalı. Sloganı “Herkes susacak devler konuşacak...”
Tanju Çolak, Van Hooijdonk, Hakan Ünsal, Sergen Yalçın, Boliç, Pascal Nouma gibi isimlerin kuracakları takımlar karşılaşacakmış.
Maçların hakemi Erman Toroğlu olacak, Rıdvan Dilmen de yorum yapacak.
Dönecek kadroyu tam bilmiyorum fakat kaleci Yaşar, Tarık, Kemalettin gibi yakın geçmişin isimleri kulağıma çalındı yayın sırasında.
Eski dostları yeniden sahada görmek Mehmet’le benim “Yaşlanıyor muyuz yoksa kardeşim ooof of!” hallerimize çare olur mu?
Bakalım göreceğiz.
İlginç maçlar olacağı kesin.
Erman Hoca’nın kararlarını yorumlamak kısmı filan da işin de rengi olur herhalde.

Türk futbolunda ırkçılık alarmı

DİYARBAKIRSPOR’un başına gelenler yeni değil. Maalesef daha önceki sezonlarda da yaşandı bunlar.
Türk futbolunun tesis problemi, alt yapı problemi, yetişmiş veya yetişmemiş teknik eleman problemi, hakemlerinin dışa açılma problemi, kulüplerin mali yapılarındaki sakatlıklar filan hepsi bir kenara.
Şu anda ilk ve öncelikli problem ırkçılık sinyali olan bu tezahürattır.
Futbolla, sporla bu tarz meselelerin karışmasına müsamaha göstermenin vebalini hiç kimse taşıyamaz.
Akıl ve sağduyu çağrısı yapılsın fakat etkisini gören varsa bir zahmet bana da haber versin.
Federasyon gerekirse can yakıp caydırıcı olmalı.
Hiç küçümsenecek bir olay değil.
Lütfen ciddiye alınsın.

Keita Uçtu Alex Dokundu

Bu hafta cevaplarım net ve basit. Alex, neticede Güiza içine etse de öyle iki pas attı ki..İlk pası 55’inci dakikada attı, yanımdaki deftere not düştüm. İkinciyi 78’de attı, yine deftere uzandım. Galatasaray-Eskişehirspor maçında Keita o “gerçeküstü çalım”ı Numaralı’nın önünde, az ilerimde attı. Keita’nın uçuşunu seyrederken, Alex’in ipince pasını düşünürken “Futbolu sadece bu küçük anlar için seyrediyorum galiba” dedim kendi kendime. Futbolun neredeyse sanat eserine dönüştüğü anlar.
İşte bu yüzden vazgeçemiyoruz.
Varabildiği tek mantıklı açıklama budur.
       �