Katili tanıyalım

ŞİMDİ ben size “Bu adam öldürülecek” desem, niye ve nasıl öldürüleceğini madde madde sıralasam, yetinmesem raporlarla yaklaşan cinayeti kanıtlasam ne yapardınız?

Sorumun muhatabı siz değilsiniz elbette kıymetli okurlar.

Bu cinayet ihbarı bağlamında muhatabımız devlet, hükümet, Meclis ve sayısız komisyonlarından biri, esas işi inşaatçılık olmasına rağmen kâr peşinde taşeron olarak madenlere dalan şirketler, sendikayı “Karakoncolos” gören işverenler vesaire...

Zonguldak Kozlu’da 8 maden işçisinin ölümü, 7’sinin yaralanmasıyla sonuçlanan kaza (cinayet demek gerektiğini az sonra anlayacağız) sonrasında haberdar olduğumuz gerçekler kan dondurucu türden.

*

İş kazalarında, işçi ölümlerinde dünyada sadece El Salvador ve Cezayir’e geçilen memleketimizde sadece 2010-2012 arasında 12 bin 686 vatandaşımız can verdi.

Raporlara göre günde 172 kaza meydana geliyor, ortalama 3 işçi ölüyor, 5 işçi sakat kalıyor.

Sistematik diyebileceğimiz şekilde dönen bu kanlı çarkın adını “kaza” koymuşuz, başka dillerde karşılığı pekâlâ “cinayet” olabilir, olmalı.

Şimdi, -kader diyemeyeceğim, vicdanım izin vermez “sistem” Kozlu’da ölen/öldürülen işçilerin ağlarını nasıl örmüş, haberlerin satır aralarında gezelim, görelim, ibret alalım...

*

- Kozlu Maden Ocağı’nda 2010 ve 2011’de yapılan tüm “resmi denetimlerde” hayati riske dikkat çekilen raporlar hazırlandı. Sayıştay müfettişleri TBMM KİT Komisyonu’na ulaştırdıkları raporda “Vahim bir durumla karşılaşılmaması tamamen tesadüf olur” yorumunu yaptılar.

- Raporlardaki tespitlerden bazı seçmeler:

1) Yazılı ve sözlü uyarılara rağmen istenen madenci baş lambaları kullanılmamaktadır.

2) Ateşleme sırasında çalışanların sığınacakları ateşleme mahalli yok.

3) Enerji kablolarına patlamaya yol açacak şekilde eklemeler yapılmış ve kablo uçları açıkta bırakılmış.

4) Dinamit ve kapsül sandıkları gözetim altında tutulmuyor.

5) İşyeri hekimi yok.

6) Yüksekte yapılan çalışmalarda düşmeyi önleyici platform bulunmuyor.

7) Çalışmaları kapsayacak bir sağlık ve güvenlik dokümanı hazırlanmamış.

8) Geçiş platformlarında korkuluk kullanılmıyor.

9) Metan gazını çekecek etkin bir havalandırma yok.

- Çalışma Bakanı Faruk Çelik, kazanın ardından yaptığı açıklamada Kozlu’da son teftişin geçen kasım ayında yapıldığını, 6 eksik tespit edildiğini ve işletmeye bu nedenle ceza kesildiğini söyledi, “Çok yönlü araştırma/soruşturma sürdürülüyor vb.” dedi.

*

Madencilik sektöründe çatır çatır ihale alan firmaların illa madencilikle uğraşması gerekmiyor.

Mesela Kozlu’da galeri hazırlık işini yapan Star Madencilik kendisini bir inşaat şirketi olarak tanıtıyor.

Madencilik kolunda faaliyet gösteren sendikaların örgütlenme girişimlerine “Ne alakamız var madenle, biz inşaat şirketiyiz” diyerek engel oluyor ama Kozlu’da 8 kişinin öldüğü madende çalışabiliyor.

Tam bir kılıfına uyduğuna, işine geldiğine, cebine dolduğuna göre tavrı işte...

*

Raporlar hazırlanmış, hem Sayıştay, hem de Çalışma Bakanlığı tarafından.

İşveren uyarılmış, hükümet uyarılmış, Meclis uyarılmış.

Burada adam ölecek” denmiş ve ölmüş.

Şimdi biz ağabeyinin tabutuna sarılıp “Hakkını arayamayan ağabeyim... Seni bu ocaklara girmeye mecbur kılan bu düzen utansın ağabey. Sana ‘Girme’ dedim. Sen, ‘Girmek zorundayım, ne yapayım kardeşim, özel sektör bu, çalışmadan sigorta vermiyorlar’ dedin. Emekliliğine 5 sene kalmıştı ağabeyimin...” diye ağlayan Nilüfer Zengin’e ne diyeceğiz?

Şimdi biz, her gün ortalama 3 işçinin öldüğü ülkede bu durumun adını nasıl koyacağız:

Kaza mı, cinayet mi?

Allah sorumluların vicdanına rahatlık, ferahlık versin; ne ağır bir vebal...
Yazarın Tüm Yazıları