Paylaş
Biz de çiğ süt emmedik; kabalığa ve hoyratlığa ve aşağılamaya karşı İstanbul’un namlı tulumbacılarından rahmetli Karagümrüklü Rampi İbrahim gibi dellenebiliyoruz!
* * *
Yok “Kapımızda dilenmeyin, 1 Euro cent bile vermeyiz...”, yok “Ağlamasınlar, adalarını satsınlar...”
Bild Gazetesi de koroya katılıp bir mektup yayınlamış Yunanistan’a hitaben.
Diyorlar ki özetle, “Efendim biz sabah erken kalkarız, çok çalışırız, sizin gibi totoyu devirip yatmayız laba luba laba...”
Bu “Ülkenize gelip üç kuruşa ayılama tatil yapıp döneriz çünkü biz zenginiz, siz fakirsiniz. Sürünün yerde Yorgo, Hans’a ne?” tavrı kadar çirkin bir tavır hayal edemiyorum.
“Biz sabah erken kalkarız” diyorlar, doğru. Karanlık, soğuk iklimde kalkıp çalışacaksın tabii ne yapacaksın?
Sen bir sabah Yunanistan’da denizin ve güneşin kucağında uyan bakalım canın çalışmak istiyor mu?
Senin memleketin depresif ise bana ne?
Yaşa müreffeh müreffeh, hayrını gör!
* * *
Bild’in umum neşriyat müdürü Kai Diekmann ile tanışmışlığım, sohbet etmişliğim var.
Bunun hatırına ufak bir uyarıda bulunmak isterim kendisine.
Bak Kai kardeş, senin yerinde olsam uzuuuunca bir süre Yunanistan’a tatile çıkmam, Berlin’de de çok olan Yunan lokantalarından birine gitmem, “daha da Greek Salad” yemem.
Greek Salad dediğim bizim çoban salatanın, konsantrasyonu düşük aşçı tarafından hazırlanmışı.
Çoban salata malzemesini ince değil de kütük gibi kesiyorsun (Domates avuç içine sığıyorsa kesmiyorlar bile mesela!) ve bir de -feta derler- beyazpeynir dilimi ekliyorsun oluyor Greek Salad.
Haydi nefis zeytinyağının hakkını yemeyelim...
Bak Herr Chefredakteur; bizler aynı coğrafyanın çocuklarıyız neticede.
Gururumuzla -hatta hasmımızın gururuyla- bu kadar oynanmasından hoşlanmayız.
Bu sebepten Greek Salad’ına fena muamelede bulunabiliriz.
Hormonal dengemizle oynanırsa ruhsal ve fiziksel salgılarımızı kontrol edemeyebiliriz.
Haberin olsun, tamam mı kardeş?
Kalp kırmanın bile adabı vardır, hatırında tutmaya çalış, olur mu?
Başbakan’dan metalik bir istek
BAŞBAKAN Erdoğan’dan hem kendisinin, hem de Türkiye ve civar ülkelerdeki heavy metal camialarının huzuru ve mutluluğu için bir istekte bulunacağım.
25-26-27 Haziran tarihlerinde Sonisphere Festivali dolayısıyla lütfen programını İstanbul dışına gelecek şekilde ayarlamaya çalışsın.
Ne var o tarihlerde?
Dolmabahçe’de bir grup sanatçı toplanacak fakat bu sanatçılar sizin Dolmabahçe Sanatçıları’na pek benzemeyecek.
Toplanacak ekip şöyle: Metallica, Rammstein, Slayer, Megadeth, Manowar, Anthrax, Alice In Chains, Mastodon, Heaven&Hell, Hayko Cepkin, Stone Sour, Manga, Foma Blacktooth...
Müziği kiloyla tartmak mümkün olsa bile bu ağır metalik abilerin toplamını çekecek tartı bulamazdık.
Bir metalci rüyasında görse bile “Rüyamda bir rüyanın rüyasını görüyorum” der, uykuya devam eder öyle bir kadro.
Sizden ricam işte bu noktada devreye giriyor.
Malum metalci gençlikle son karşılaşmanız problemli oldu.
Korumalarınızın “Başbakan’a metalci selamı verilmez, höyt bitli satanik!” yaklaşımı hafızalarda taze.
Alın hanımı, torunu filan küçük bir tatil...
Akıl vermek, program önermek elbette haddim değil ama hem siz Dolmabahçe’de odanızda çalışırken kafanıza kafanıza gitar solosu yememiş olursunuz hem de Metalci arkadaşlar 3 gün İnönü Stadı’nda istedikleri selamı vererek azar.
Elçiye zeval olmaz.
Metalci selamı eşliğinde kendi içimde sessizce dağılmak düşer bana da.
Metalik pazarlar.
Paylaş