İnkalar gelmiş!

Gece. Galatasaray’dan Tünel’e doğru yürüyorum.

Ve bir anda o ses: Pan flüt! İnkalar gelmiş!

*

Rahatsızlığımı açıklayayım...

Yıllar önce, Brüksel’de o dönem sıkça ziyaret ettiğim kitapçının önünde bir Güney Amerikalı sokak müzisyeni türedi.

Peru-model kıyafet, boncuklar filan. İyi, güzel.

Bütün sokak müzisyenlerine destek verdiğim gibi bu arkadaşa da "Kolay gelsin, buyur bozukluk 10 Belçika Frank’ı" tarzında yaklaştım.

Birkaç hafta sonra 3 kişi olmuşlardı.

Yardımı artırmadım fakat kesmedim de...

Bir süre sonra kitapçıda işimi daha kısa halletmeye başladım. Bir an önce işimi bitirip "pan flütten" koşarak uzaklaşmaya çalıştığımı fark ettim.

And Dağları’ndan kopup Brüksel’e gelmiş müzisyenlere sempati besleyebilirdim. Fakat benden pan flüt dinlememi beklememeleri gerekir.

*

Pek çok müzik türünü, en "hardcore" arabeski, Zeki Müren’in "Küçük Kurbağa" şarkısını, İsmail YeKa’nın bütün albümlerini, hatta yan apartmanda 3 yıldır blok flüt çalamayan yetenek düşmanı çocuğu bile dinleyebilirim.

Fakat pan flüt kanımı donduruyor.

Oysa kökleri mitolojiye dayanan (Pan flávtası olarak da anılır), orgun atası kabul edilen, saygın bir müzik aleti.

Fakat "fiyurdamaya" başlayınca, aklıma Zamfir Ağbi geliyor, sinirim bozuluyor.

Recep İvedik’le Tavuk arasındaki hisler mevcut pan flütle aramda...

*

Sonraki yıllarda kalabalıklaşan İnka Müzisyenleri’nin Avrupa’daki yayılışına şahitlik ettim.

Nereye gitsem karşıma çıktılar: Frankfurt, Lyon, Barcelona, Porto... Çetele tutmadım fakat İnkalar’dan koşarak uzaklaşmadığım memleket hatırlamıyorum.

Ve nihayet Beyoğlu’na geldiler.

Hoş geldiler tabii arkadaşlar.

Yaşasın İnkalar, kahrolsun pan flüt ve işbirlikçisi şıngırdayan boncuklar!

Dostum plak 60 yaşında

Müzik marketin plak reyonunda Cream’in başyapıtı "Disraeli Gears"le karşılaştım.

Albüm bende mevcut. Fakat bu gördüğüm 180 gramlık, yeni, pırıl baskı.

Albümün 1967’de çıktığını düşünürsek, bu kadar temiz bir "Disraeli Gears" daha bulma ihtimalinin olmadığını anlıyorsunuz.

Plağı incelerken, üstündeki "sticker" dikkatimi çekti.

"Back To Black: 60th Vinyl Anniversary/ Siyaha Dönüş: Plağın 60’ıncı Yılı" yazıyor.

"Demek 60 yaşına basmış plak dostlarım" diyerek albümü aldım.

Plak dinlediğimi duyanların en sık sordukları soru "Hálá çıkıyor mu onlar?"

Evet "çıkıyor." Yeni albümlerin önemli bölümü plak olarak da kısıtlı sayıda da olsa satılıyor.

"Disraeli Gears" gibi klasik albümler de ara sıra daha kaliteli bir şekilde basılıyor ve satılıyor.

Kim alıyor? Ben ve benim gibi plak meraklıları tabii.

Cream’in "psychedelic" klasiği kabul edilen albümünü eve getirdim.

Ambalajı açtım, 180 gramlık plağı pikaba yerleştirdim.

İlk parça "Strange Brew", keyfim yerinde...

Plak kapağını incelerken, bir kupon düştü kucağıma.

"Siyaha Dönüş" kampanyasıyla coşan plak şirketi, hálá usanmadan bu albümleri alanlara bir güzellik yapmış ve bir web sayfası hazırlamış.

Plak aldığınızda içinden çıkan kuponda yazan şifre ile bu web sayfasını ziyaret ettiğinizde, aldığınız albümün tamamını ücretsiz olarak "indirebiliyorsunuz..."

"Usta o kadar uğraşacağına net’ten zaten indirirsin" diyenlere "Siz bildiğiniz gibi yapın, ben bildiğim gibi, olur mu canımın içleri" diyor, huzurlarınızdan ayrılıyorum.

İyi ki doğmuş plak...
Yazarın Tüm Yazıları