ELİMDE bir grup insanın 1969 yılında kaleme alınmış kimlik kartı bilgileri, ikişer satırlık CV’leri var.
Bir kitabın arka sayfalarında toplaşmışlar; “dizin” şemsiyesi altında. Pazar günü, işe biraz da bilmece/eğlence havası katmak için önce isimlerini vermeden, numaralandırarak sıralayalım kimlik özetlerini. Sonra kimmiş bu insanlar, hangi amaçla toplanmışlar öğreniriz. Yıl 1969... * * * 1) 1926, Ankara doğumlu. Askeri Memurlar Okulu’nu bitirdi. Bir süre subay olarak çalıştı. 1958’de askerlikten ayrılarak Selülöz Sanayii’ne memur olarak girdi. 1968’de emekliliğini isteyerek memuriyetten ayrıldı. 2) 1914, Trabzon doğumlu. Maliye Bakanlığı hesabına yüksek öğrenimini yapmak için Paris’e gönderildi. Orada üç yıl Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okudu. Avukatlık yaptı. Şimdi Devlet Demiryolları Birinci İşletme Avukatı. 3) 1931, Erzincan doğumlu. Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. Maliye Müfettiş Muavinliği, Maliye Müfettişliği yaptı. 4) 1931, Muğla doğumlu. Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. Kaymakamlık yaptı. 5) 1928, İstanbul doğumlu. İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdi. Şimdi Kapalıçarşı’da, Sandal Bedesteni’nde antikacılık yapıyor. 6) 1936, Mersin doğumlu. Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca bölümünü bitirdi. Şimdi Muğla Lisesi Fransızca öğretmeni. 7) 1933, Ergani doğumlu. Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. Maliye Müfettiş Muavinliği, Gelirler Kontrolörlüğü yaptı. 1965’te devlet memurluğundan istifa etti. * * * Çoğu Mülkiyeli, kimi lise terk, kimi asker kökenli bu insanlar, şiirimizin büyük isimleri. 1 numarada “Dünyanın En Güzel Arabistanı”ndan Turgut Uyar. 2 numaramız Orhan Veli ve Melih Cevdet’le “Garip Akımı”nın 3 ustasından biri olan Oktay Rifat. 3 numara, “Üvercinka” üzerinden geliyor: Cemal Süreya. 4 numara şiirin mükemmel fırtınası Ece Ayhan. “Velhasıl onlar vurdu biz büyüdük” diyen odur; aynı zamanda “Şiirimiz erkek emzirir abiler” veya “Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler” de demiştir. 5 numara “Yerçekimi Karanfil”dir, “Çağrılmayan Yakup”tur, yani Edip Cansever’dir. 6 numarayı gözünüz bir yerden kestirmiş olabilir; karşınızda Özdemir İnce. 7 numara Başbakan Erdoğan’ın da hayranı olduğu sıkı şairlerimizden Sezai Karakoç. * * * 1969’da Papirüs’ün “İkinci Yeni Antolojisi”nde buluşmuşlar. Memuriyet yüküyle uğraşırken yazmışlar o güzelim şiirleri. “Sabah dokuz akşam beş”e yenilmeyip kuşakların hislerine tercüman olacak kelimeler dizmişler. Bu sanatçı insanlar bürokrasiyle, memuriyetle boğuşarak yaşamış ve yazmış ama yine de şanslı sayılırlar. Sanat dünyamızın İkinci Yeni’si yine iyi kurtarmış demek lazım hatta! Kitapları toplatılanlar, yasaklananlar, heykelleri kırılanlar, yargılananlar, sansürlenenler, hapiste yıllarca yatanlar, yakılarak öldürülenler, işkence görenler, suikasta kurban gidenler, tiyatrosu yakılanlar, mezar taşı kırılanlar oldu. Sanatçıya yapmadığımızı bırakmadık; bize yine iyi dayanıyorlar! * * * Bir daha bir heykelin kafasını kesmeden, bir kitabı yasaklamadan/toplatmadan, bir sergiye saldırmadan, bir konseri basmadan önce şu iç bayma riski de olan klişeyi hatırlamaya çalışın: “Bir sanatçı kolay yetişmiyor.”